Film yapımcıları Victoria Stone ile Mark Deeble The Elephant Queen için yola koyulduklarında, hedefleri dünyayı fillere âşık edecek bir film çekmekti. Klasik bilgi yüklü bir vahşi yaşam belgeselinden çok, The Lion King ve Shrek gibi öyküsü olan, fillerin başrolde olduğu duygusal bir yapım olmasını istediler. 

İkili onlarca yıldır Afrika’da ödüllü vahşi yaşam filmleri çekiyor. The Elephant Queen için Yardımcı Yönetmen Etienne Oliff’in de dahil olduğu küçük ekipleriyle zorlu çekimleri yapabilmek için Kenya’daki Tsavo East National Park’ta dört yıllarını harcadılar. 

İlk kararları sadece tek bir RED kamerayla çekim yapmaktı. Deeble açıklama yaptı: “Küçük POV kameralar kullansaydık bize çok zaman kazandıracaktı, ama iyi bir tarzı ancak mümkün olduğu kadar yüksek kaliteli çekim yaparak başarabileceğimizi hissettik. Kameranın arkasındayken olan bitene tepki vermeyi seviyorum, uzaktan kumandalı kameralar aynı yakınlığı ve yeteneği sunmuyorlar. Olabildiğince geleceğe dönük çalışmamız gerektiğini biliyorduk ve bunu yapmak için kamera olarak RED doğal çalışma arkadaşımızdı. Görüntüler güzel ve bence bu elde ettiğimiz sonuca yansıyor.”

İki arkadaş bir RED EPIC kamera seçip, daha sonra çıktığında DRAGON’a yükselttiler. Lensler arasında Nikon prime ve Century Precision Optics tarafından gerçek bir sinema zoom lensine çevrilen bir Canon 150-600 mm telefoto lens vardı. Stone şunları söyledi: “Arızalardan kaçınmak için kitimize iyi bakıyoruz, çünkü çoğunlukla uzaklarda çalıştığımız için kendimiz onarmak zorunda kalıyoruz. RED kamerayı seçtik çünkü sorun çıkarmayacağını biliyorduk ve kesinlikle öyle oldu. Toz, kir ve sıcakta tamamen güvenilir olduğunu kanıtladı. Dört yıl boyunca tek bir kamera sorunu yaşamadık.”

Kamerayı küçük boyutu sayesinde istedikleri yere koyabildiler, bazen büyük bir zoom lensiyle, bazen de küçük bir prime ile donatıp küçük bir uçağın kanadına takıp sabitlediler. Havadan çekimler için her ikisi de pilotluk lisansına sahip olan Deeble ile Stone, uçağın kanat desteğine taktıkları RED için bir donatım kurdular ve dâhice kokpitten açıp kapayabildikleri metal bir kahve kutusu kapağı kullandılar. 

Sahada görüntü kararları vermek zorunda kalmamak için tamamen REDCODE RAW formatında çekim yaptılar. Deeble ekledi: “Yüksek dinamik aralıkta renk derecelendirme ve master oluşturmada maksimum esneklik istedik. Yapabildiğimiz zaman 6K, 120 fps kare hızı gerektiğinde ise 4K çözünürlükte çekim yaptık.” 

En baştan itibaren doğal sesin anlattıkları öykünün önemli bir parçası olacağını biliyorlardı ve kayıt için sahada dört yıl boyunca ses kayıt uzmanları Norbert Rottcher ve Peter Cayless ile birlikte çalıştılar. Ayrıca Dolby Atmos içerisine miks yapmak için İngiltere’deki Wounded Buffalo Sound Studio’daki çalışmalarda kullanılmak üzere çeşitli mevsimlerde ses atmosferleri kaydettiler. 

The Elephant Queen 2018 Toronto Uluslararası Film Festivali ve 2019 Sundance Film Festivalinde resmi seçki içerisinde gösterildi. Berlin’de Cinema for Peace Award ve UN World Wildlife Day Biodiversity Award kazandı. Ayrıca DOC NYC & Nature Vision’da Best Cinematography ödülüne değer bulundu. Apple TV+’ta yayınlanan ilk uzun metrajlı film oldu. 

The Elephant Queen 2020 Jackson Wild Media Awards ödüllerinden dördünü topladı: Best Feature Film, Best Cinematography, Best Engaging Youth & Family Film ve Best Audioscape. 

RED ürünleri hakkında ayrıntılı bilgi için 0212 297 88 77 numaralı telefondan Provid’i arayabilirsiniz.