Reklamı Kapat
Anasayfa > Makaleler > Bir Topluluğun Bireyi Olduğunun Göstergesi Olarak Kullanımında “Makyajın Gücü” ve “Ön Yargılar”
Bir Topluluğun Bireyi Olduğunun Göstergesi Olarak Kullanımında “Makyajın Gücü” ve “Ön Yargılar”
20.02.2018 15:32

İnsanlar doğarken seçme imkanlarının olmadığı ülke, din, dil, cinsiyet gibi farklı yapıların zamanla temsilcileri haline gelirler. İçinde yaşadıkları toplum gelenekler doğrultusunda insanların gerek yaşam biçimi gerekse fiziksel görünümlerinde karar verici olur ve bireyler de bu doğrultuda yönlenirler. Bu bazen katı kurallarla, bazen de “zaten en uygunu oymuş ve başka bir seçenek yokmuş” gibi bireylere empoze edilir. Üzerinden yüzyıllar geçtikten sonra doğru veya yanlış olduğuna karar verilebilen bu uygulamalar yüzbinlerce insanın hayatına mal olmuş da olabilir. 

Kendini ifade etmenin en önemli göstergelerinden biri olan fiziksel görünüm değişiklikleri tarihler boyu toplumdan topluma veya moda akımları ile farklılıklar göstererek uygulanmaya devam etmiştir. Toplum içinde o dönem için “güzel” olarak tanımlanan veya içinde bulunduğu topluluğun dini, siyasi görüşünün simgesi olan forma göre fiziksel görünümünü şekillendirmek, bazen o görünümün altındaki insanın kişiliği üzerinde hiç düşünmeden o toplulukla ilgili inanışlar ne ise o doğrultuda birey hakkında değerlendirme yapılmasına da sebebiyet verebilmektedir. 

Kalıcı fiziksel görünüm yaratmak amaçlı uygulamalar; geçmişte Japon kadınlarının ayaklarının küçük ve belli bir formda olması için kullanılan ayak kalıpları, Avrupa’da ince belli görünmek için kullanılan çelik korseler, tenin beyazlaştırılması için civa ile hazırlanan kremler gibi uygulamaların sağlığa verdiği zararlar zamanla ortaya çıkmıştır. Günümüzde karın ve yüz germe, burun şekillendirme, göz kapağı kaldırma, yağ aldırma gibi estetik ameliyatlar genç veya daha estetik görünme amacı ile uygulanmaktadır. Dövme, piercing, tüp gibi makyaj uygulamaları geleneksel toplumlarda daha farklı yöntemler ve aletlerle uygulanmasına rağmen, günümüzde de gittikçe daha yaygın hale gelerek sadece geleneksel olarak uygulandıkları toplumlar değil diğer toplum bireyleri tarafından da tercih edilerek yüksek teknoloji kullanımlarıyla devam etmektedir. 

Günlük yaşam dışında, sanat alanında makyajın tanımlanmasında; “tüm vücudun 3 boyutlu bir tuval gibi kullanılarak üzerinde değişiklik yapılması”, tırnaklara uygulanan protezler, gözlere takılan lensler, saçları şekillendirmelerle de desteklenerek, insan vücudunun” ham malzeme” olarak düşünüldüğü yaratıcılığın en estetik biçimde sergilenebildiği bir alan haline gelmiştir. 

İnsan görünümü ile ilgili ön yargılar konusunda sanatsal bir çalışma The Sanat tarafından “Dünya İnsan Hakları” gününde geçekleştirildi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Makyaj dersi öğrencilerinden Göksu Nisan Öz, Nazire Merve Özyurt’un makyaj uygulamalarını yaptığı ve yine aynı üniversiteden Emine Kübra Yalçın ‘ın aksesuar ve kostüm tasarımlarını gerçekleştirdiği projenin Yönetmenliği ve Fotoğraf Sanatçılığını Ali Ömür Ulusoy üstlenmiş. 

Makyaj ve kostüm uygulamaları ile farklı ülkelerden kişilerin canlandırıldığı bu projede tiyatro oyuncusu Nesli Meriç Sanioğlu makyaj ve kostüm değişiklikleri ile farklı ülke kadınları görünümüne bürünürken aslında yüzün değiştiği ama insanın değişmediği vurgulanmış. The Sanat “Herkes ırk, cins, dil ve düşünce farkı gözetmeksizin, insan hak ve hürriyetlerine sahiptir.”Görüntü aldatıcıdır. Ten, renk, biçim, her şey ama her şey değişebilir. Değişmeyen tek şey, görüntünün altında yaşayan insan” görüşünü vurgulamayı amaçlamış. (https://thesanat.net/yuz-insan-dunya-insan-haklari-gunu/ Erişim Tarihi: 08. 02. 2018)

YAZAR HAKKINDA
Doç. M. Sevtap Aytuğ
Uşak Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Yeni Medya Bölümü