1-7 Eylül 2019 tarihleri arasında Kyoto/Japonya’da 118 ülkeden 4000’in üzerinde müze çalışanının katıldığı uluslararası müzeler konferansı gerçekleştirildi. 2018 kesin rakamları ile 41,677 bireysel üye, ve 3009 kurum üyesi ile toplamda 44,686 üyelik sadece profesyonelleri kapsayan çok köklü bir meslek kuruluşu. ICOM 2018 rakamları ile 118 ulusal komite ve 30 uluslararası komite çatısı altında standartları belirlenmiş ve yayınlanmış kurallar içerinden çalışmalarını yürütüyor. Ülkemiz açısından 2 alanda çok büyük önemi var. İlki kültürel zenginlik açısından dünyanın önde gelen değerlere sahip bir ülke olmamız sebebi ile müzelerimizin de bu yönde başarılı örneklere sahip olması, diğeri de ICOM başkanının bir Türk kadın yönetici Suay Aksoy olması. ICOM Kyoto günümüze kadar gerçekleşmiş olan organizasyonlara göre rekor bir katılımla gerçekleştirildi. “Müze” tanımının yeniden yapılandırılması konusunda yapılan temel öneriler üzerine hem ulusal komite, hem de diğer komite temsilcileri görüşlerini bildirdiler. Bu müzecilik alanı için çok önemli bir adım çünkü artık müzeler eğitimin olmazsa olmazı, insanların eğlenerek hoşça vakit geçirebilecekleri mekanlar olarak planlanma yolunda. Ülkemizde ICOM Türkiye Kültür Bakanlığımız çatısı altında çalışmalarını planlıyor. ICOM üyesi olan müzelerimiz ve müze çalışanları isterlerse ICOM bünyesindeki komitelere katılıp etkinlikler gerçekleştirebiliyorlar. Kengo KUMA (mimar), Sebastiao SALGADO ( fotoğraf sanatçısı), CAI Guo-Qiang ) video,entelasyon, resim ve performans santaçısı) Keynote Speaker olarak sunumlarını yaptılar.
Bu organizasyonun makyaj açısından en dikkat çeken bölümü, katılımcılar için düzenlenen etkinliklerde geleneksel makyaj ve kıyafetleri ile konukları ağırlayan Japon hanımlardı. Dünyada “Geyşa” olarak bilinen ve çok küçük yaştan itibaren hem genel kültür hem de müzikten, yemek yapmaya ve hoş sohbet olmaya kadar pek çok farklı konuda eğitim verilen geyşaların beyaz yüz boyaları, gözlerine ve dudaklarına uyguladıkları özel makyajları ve özel anlam taşıyan saç şekilleri ile tüm konferans boyu konuklara Japon Kültürünü tanıtmış oldular. Özel çay seremonilerinde yine Geyşalar tarafından sunulan seremoni tüm detayları ile planlanmış ve değişmeden gümümüze kadar gelmiş bir geleneği yansıtıyordu. Kyoto Belediye Başkanının program boyunca katıldığı her etkinlikte geleneksel kıyafetleri ile yer alması, ayrıca yine üst düzey yönetici hanımların kimonoları ile katılmaları dikkat çekiciydi.
Ayrıca geleneksel NOH Tiyatrosunda hiç kadın oyuncunun yer almadığı, erkek oyuncuların kadın karakterleri canlandırmak üzere peruk takarak ve kadınlara özgü makyajlar uygulayarak sahneye çıkmaları, bu sahne sanatları kültürünün de yıllarca değişmeden günümüze kadar korunarak gelmesini sağlamıştır.
Ülkemizin farklı yörelerinin her birinin kendine özgü saç tasarımları ve makyaj uygulamaları ile dövmeler bu tür uluslararası etkinliklerde daha etkin kullanılabilir. Sadece halk oyunları gösterileri ile sınırlı kalmak yanında, bu konferans kapsamında izlediğim şekilde; konuklara kimono giydirip resim çektirmelerini sağlayıp, sosyal medyada bunun paylaşımı sonucu Kyoto’daki örneğinde olduğu gibi etkinlik çok daha fazla sayıda kişiye ulaşabilmektedir.