Bu yazımızda sizlere; merak edenler, mesleğe yeni başlamak isteyenler ve tabi seslendirme hizmeti almak isteyenlerin ilgisini çekecek seslendirme ve dublaj sanatçılarının ne kadar kazandığından bahsetmek istiyoruz. Çünkü bu merak edilen ve bir o kadar da bilgi kirliliğinin içerisinde aranan bir soru olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikle her yazımızda olduğu gibi seslendirme ve dublaj işinin ayrı şeyler olduğunu hatırlatmakla başlayalım. Seslendirme; yazılı olan ve daha önce seslendirilmemiş metni seslendirmek olarak isimlendiriliyor. Dublaj ise; karakter ve oyunculara yeniden ses vermek olarak tanımladığımız iki farklı iş aslında. Bu her iki farklı işi icra edenlere seslendirme sanatçısı, seslendirme oyuncusu, mikrofon oyuncusu, konuşmacı, dublaj sanatçısı, seslendirmen gibi isimler veriliyor. Seslendirme sanatçısı kavramı Türkiye’de tartışmalı konular arasında yer alıyor. Ancak bizler seslendirme sanatçısını tanımlarken seslendirme işini icra eden kişiler olarak kullanıyoruz. Bunun yanında dublaj işiyle uğraşanlar yani mikrofon oyuncuları veya konuşmacıların büyük bir kısmı sinema veya tiyatro temelli olduklarından menajerler veya seslendirme ajansları üzerinden seslerini görücüye çıkarıyorlar.
Stüdyosu Olmayan Ajans mı Olur?
Tam bu noktada sadece ajans hizmeti (menajerlik) veren veya ajans/stüdyo hizmeti veren işletmeler üzerinden yapım şirketleri, markalar veya dijital ajanslar seslendirme sanatçısı talebinde bulunuyorlar. Markaları için ses arıyorlar. Peki sadece ajans hizmeti (menajerlik) veren veya ajans/stüdyo hizmeti veren işletmeler arasındaki fark nedir? Sadece ajans hizmeti veren işletme (bunlara aynı zamanda menajer de deniliyor) seslendirme sanatçısını markalarla buluştururken seslendirme sanatçısı kaşe bedeli + ajans komisyonu (menajer komisyonu) + kiralanan stüdyonun saatlik ücreti gibi maliyetler ortaya çıkıyor. Ajans/stüdyo hizmeti veren işletmelerde seslendirme sanatçısının kaşe bedeline ek olarak sadece stüdyo kullanım bedeli müşteriye yansıtılıyor. Dolayısıyla müşteri tarafında aynı sesi yüksek ajans komisyonu ödeyerek almak yerine ajans/stüdyo hizmeti sunan işletmelerle çalışmak daha mantıklı görünüyor.
Son yıllarda çoğalan freelancer siteler üzerinden seslendirme işi yapanlara ulaşmakta mümkün. Bu işin ustalarını ve kendi başına kayıt alabilen sanatçıları tenzih ederek bu durumun seslendirme mesleğinin ruhuna aykırı bir durum olduğunu söylemeden geçemeyiz. Zira seslendirme yönetmeni olmadan alınan kayıt sabah aynaya bakmadan evden çıkmak gibi. Vurgu ve tonlamaların yapılmadığı seslendirme yeniden maliyet demek. Dolayısıyla seslendirme yapan kişinin bu tür freelancer platformlar aracılığı ile müşteri veya marka ile doğrudan iletişim kurması seslendirme yapan kişiye mesleki anlamda bir katkı sağlamayacağı gibi müşterinin teknik olarak yönetebileceği bir süreç değil. Biz sektörde bu durumu ‘seslendiriciden doğrudan filtresiz müşteriye ses kaydı teslimi.’ olarak adlandırıyoruz. Aynı zamanda bu durum fiyat politikasını da olumsuz etkileyen bir durum.
Seslendirme Sanatçısı mı? Dublaj Sanatçısı mı Daha Fazla Kazanıyor?
Yukarda yaptığımız tanımlamalarda ister menajer ile çalışan veya ajans cast’ında yer alan bir seslendirmen olsun, isterse ajans/stüdyo ile çalışan bir seslendirme sanatçısı olsun kim olduğu çok önemli. Çünkü kaşe bedelleri seslendirme sanatçısının ses tonuna, yaşına, medyadaki bilinirliğine (popülaritesi) göre değişiyor. Reklam seslendirme, belgesel seslendirme, kitap seslendirme, anons seslendirme, santral seslendirme hizmetleri için seslendirme sanatçısı karakter konuşan dublaj sanatçısına oranla proje başına 4-5 kat daha fazla kazanıyor. Dublaj sanatçıları seslendirme sanatçılarına kıyasla daha sürümden kazanıyor diyebiliriz. Konuşmacılar yaptıkları dublaj sayesinde ses verdikleri karakterlere başarılı oyunculuk performansları ile popüler olup hayran kitlesi oluşturabiliyorlar. Bu durum dublaj mesleğini seslendirme mesleğine oranla daha cazip hale getiriyor.
Seslendirme, Stüdyoda Seslendirme Yönetmeni Eşliğinde Yapılır!
Türk seslendirme ve dublaj sanatçıları, seslendirme ve dublaj kayıtlarını stüdyolarda seslendirme yönetmenleri eşliğinde kaydediyor. Farklı alternatiflerde vurgu ve tonlamalarla kurgu ve montaj sürecinin hem elini rahatlatıyor hem de ortaya profesyonel bir iş çıkmış oluyor. BiberSA prodüksiyon ses bankası gibi hem stüdyo hem ajans hizmeti veren platformlar içerik üreticiler için kalite-performans açısından son derece makul yerler olduğu kesin. Markalar ile birlikte seslendirme ve dublaj sanatçılarının da artık bu gibi platformlara ilgisi gün geçtikçe artıyor ve önem kazanıyor. Markalar kendilerini medyada temsil edecek seslerini ajans/stüdyo hizmeti veren yerlerden almanın önemini paylaştıkları müşteri deneyimi anketlerinde görüyoruz.
Sonuç olarak; dublaj sanatçılarının değil belki ama seslendirme sanatçılarının sadece seslendirme yaparak İstanbul koşullarındaki hayatlarını idame ettirecek parayı kazandıklarını söyleyebiliriz.
Fotoğraflar © Birol Berber - BiberSA Prodüksiyon