Blackmagic Design, bağımsız uzun metrajlı film üçlemesi “Aladdin 3477”nin Blackmagic Design dijital film kameralarıyla çekildiğini duyurdu. Yapımı 14 yıldan fazla süren üç bölümlük bu destan, şu an internette yayınlanan ilk bölümü “Aladdin 3477: The Jinn of Wisdom” ile art arda çekildi.

“Aladdin 3477” klasik “Binbir Gece Masalları”nı temel alıyor ancak 1.500 yıl gelecekte Hindistan ve Asya'da geçiyor. “Star Wars” ve “Indiana Jones” gibi önemli film serilerinden Mötley Crüe ve Poison'a kadar çeşitli müzisyenlerle çalışmış bir çizimci olan Matt Busch, bu üçlemenin senaryosunu ve yönetmenliğini üstlendi.

Busch, sözlerine şöyle başladı: “Canlı aksiyon filmlerinden oluşan bir üçleme ile kendi epik destanımı oluşturmaya niyetlendim. Bunun kurumsal bir Hollywood stüdyosu ile gerçekleşmeyeceğini biliyordum. Blackmagic Design kameraları, bu hayalimi gerçekleştirmeme ve bu filmlerin dev stüdyo bütçeleri olmadan dev stüdyo filmleri gibi görünmesine yardımcı oldu.”

Mekanik robot kuklaların ve hatta uçan bir Taj Mahal'in yer aldığı bilimkurgu filmlerinin prodüksiyonunda, Busch büyük ölçüde pratik efektler ve minyatürler kullandı. Busch bu konuda şunları belirtti: “Başından beri, bu filmleri test edilip onaylanmış eski tarz pratik efektlerle yapmak istedim. Blackmagic Design kameralar harikaydı, çünkü zorlama perspektif tekniğini kullanabildim ve aynı zamanda alan derinliğini zorlayabildim ya da söz konusu çekim için minyatürlerden neyin daha iyi yararlanacağına bağlı olarak geniş açıya geçebildim.”

Kameraların dayanıklılığının Hindistan'dan Hong Kong'a ve Michigan'a kadar her yerde çekim yapan prodüksiyonun devam etmesini sağladığını belirten Busch, şunları ekledi: “Kameralar açısından asla endişe duymadık ve çok çeşitli ortamlarda çekim yaparken, kesinlikle sınırlarını zorladık. Sahada çekim yaparken; çorak kum tepelerinde, yıkılmakta olan terk edilmiş kentsel binalarda, göl ile göletlerdeki suyun içinde bulunduk. İç mekanlar için altı yıl endüstriyel bir tesis kiraladık ve burada dev setler inşa edebildik. Buna rağmen, bu çekimler de zordu çünkü gürültü nedeniyle ısıtma ve soğutmayı kapatmamız gerekiyordu. Kışın bu setlerin sıfırın altındaki derecelerde olduğu zamanlar oldu ve yaz aylarında ses sahnemiz genellikle 38 dereceye yaklaşan sıcaklıklarla bir fırın gibiydi.”

Büyük ölçekli projesinin maliyetini düşürmek için üç filmi de birlikte çekmeye karar veren Busch, bununla ilgili şunları söyledi: “Bu bağımsız bir proje olsa da o tarzda hissettirmesini istemedik. Benzersiz setler, dekorlar ve kostümler bulmak ve tasarlamak için çok zaman harcadık. Her bir film için defalarca set inşa etmeyi göze alamazdık, bu yüzden üç filmi de aynı anda çekmeye ve ardından post prodüksiyonda filmleri teker teker ele almaya karar verdik. Başlangıçta daha kolay sahnelerle ve daha küçük setlerle başladım. Sahnelerin görünüşünden gerçekten memnun kaldık, bu yüzden kendimizi aşmayı, her seti bir öncekinden daha iyi hale getirmeyi bir görev olarak gördük. Sonunda aksiyon sahnelerini çekmeye başladık ve bir sonraki sahne koreografisini her yaptığımızda, çıtayı yükseltmeye devam ettik.”

Blackmagic Production Camera 4K dijital film kamerasıyla başlayan Busch'un kamera takımı da zaman içinde gelişti ve daha sonra Blackmagic URSA Mini Pro 4.6K ve Blackmagic Pocket Cinema Camera dijital film kameralarını dahil etti.

Busch bu konuda şunları açıkladı: “Bu kadar uzun bir yapım takvimi için zamana karşı dayanabilecek kameralara ihtiyacımız vardı. Production Camera 4K'yı ilk olarak seçmemdeki neden, çekimlerinin sinematik görünümesinden dolayı idi. Görüntü kalitesi üst düzey olan ve prodüksiyona klas bir hava katacak bir kameraya ihtiyacım vardı. Yapıma başladıktan iki yıl sonra, minyatürleri çekmek için film hızlarında ek kapasitelere ihtiyaç duyduğumuzdan ve tehlikeli sahneleri ve aksiyon sahnelerini farklı açıdan çekmek için ekstra bir gövde istediğimizden, ikinci bir kamera ekledik. URSA Mini Pro'yu A kameramız olarak kullanmaya başladık, Production Camera 4K'yı B kameramız olarak tuttuk ve gerektikçe Pocket Cinema Camera'yı kullandık.”

Busch sözlerini şöyle tamamladı: “Pocket kameranın her zaman elimizin altında olması harikaydı, çünkü seyahat ederken veya mekanları kontrol ederken, hemen bazı hızlı çekimler yapabiliyorduk ve bunlar, filmlerde açılış çekimleri veya arka plan görüntüleri olarak yer aldı. Pocket kamerayı ister İsviçre'nin görkemli dağları arasında uçan helikopterden görüntüler kaydetmek isterse Hindistan'ın Delhi kentinin dar sokaklarında bir tekerlekli araçla gezerken kullansak da dünyayı gezerken çekim yapıyor ve bu görüntüleri hikayeye dahil ediyorduk.”

Blackmagic Design ürünleri hakkında ayrıntılı bilgi için 0212 222 45 02 numaralı telefondan MediaCast’i arayabilirsiniz.