Berlin’de yaşayan, birçok büyük yapımda emeği olan ünlü ses miks uzmanı Roland Winke, en son Netflix’in en çok izlenen dizilerinden olan The Queen’s Gambit adlı satrançla ilgili bir yapımda çalıştı. Winke nefes kesici mekânlarda dünyayı dolaşan maçları çekmek için SMB ve SMDB vericiler, direkli mikrofonlar için HMa vericiler, UCR411a alıcılar ve Venue modüler saha alıcılarından oluşan Lectrosonics Digital Hybrid Wireless donatımını kullanıyor.
Winke çalışmaları hakkında konuştu: “İşimi karmaşık hale getiren bir şey varsa, o da mümkün olduğu kadar çok yerden, yakalayabildiğim kadar ses kaydetme isteğimdir. Dizideki izleme deneyimini sarıp sarmalayan bir hale getirmek için post prodüksiyona temel oluşturması amacıyla sette çok miktarda kayıt yapmak istedik. Bunun için üç adet tümyönlü mikrofon ve HMa vericilerle birlikte ağaç tipi bir Decca mikrofon tekniği kullandık.”
Winke’nin Lectrosonics’e ilk yönelmesinin nedeni, tanıdık bir sorum; frekans spektrumundaki sıkışıklık. “Yaklaşık on yıl önce, ABD’nin daha önce yaşamış olduğu bir sorunu Avrupa’da yaşamaya başladık. Cep telefonu operatörleri, yapımlarda kullanmaya alışık olduğumuz üst UHF spektrumunda çok yer kaplamaya başladılar. Bu durumda yeni bir sistem aradım ve en iyisini istedim. Küçük olmak zorundaydı, ses kalitesi kablo kullanırken olduğu kadar iyi olmalıydı, ve istediğim yere götürebilmem için pille çalışabilmeliydi. Zaman kodu için Lockit senkronizasyon kutularını yapan Alman firması Ambient Recording GmbH ile görüştüm. Personelinde çok sayıda Lectrosonics kullanıcısı var ve bana ilk aldığım tavsiyeleri verdiler.”
O zaman Ghost Rider: Spirit of Vengeance adlı yapımda çalışmakta olan Winke, on yıl öncesinin Lectrosonics ürünlerini kullanıyor olsa bile hemen bir gelişme fark etti. “İlk fark ettiğim şey, Lectrosonics’in kullanımının çok daha basit olmasıydı. Ses çok daha netti ve aktörle ses aygıtı el arabası arasında 30 metre mesafe olması sorun yaratmıyordu. Desibel fazlalık payı da daha önce kullandığım her şeyden daha fazlaydı, bu sayede farklı kazanç düzeylerinde iki verici kullanmak zorunda kalmadan sesleri çok şiddetli ve zayıf olabilen oyuncuların seslerini kaydedebildim.”
Zamanda yolculuk yapılan, birden fazla öykü anlatan Cloud Atlas adlı yapımda mesafe konusu önemliydi. Winke ve ekibi bir kısmı 1970’lerin San Francisco’sunda geçen öyküde çalıştılar. “Otomobil sahneleri, kötü adamların takibinden kaçış çekimleri vardı. Lectrosonics her zaman bir otomobilin fazla uzaklaşması gibi konular hakkında endişelenmeden çalışama imkân veriyor.”
The Queen’s Gambit’te Lectrosonics’in kanal yalıtımı ve takip filtreleri sayesinde Winke oyuncuların diyalogları ve ortam sesleri için ayrık sistemler kurdu. “Oyunculardaki yaka mikrofonları ve SMB veya SMDB vericilerden gelen sesleri, Venue sistemim aldı. Decca ağaç tipi mikrofonlara ek olarak, her zaman Sennheiser MKH mikrofonlar takılı iki veya üç mikrofon çubuğu vardı. Tüm bu mikrofonlarda HMa ile UCR411a kullanıldı.”
Winke’nin Lectrosonics ürünlerinden vazgeçmemesinin ana nedeni, performanslarındaki tutarlılıkları. “Çok sayıda yönetmen, oyuncu ve doğaçlama ile uğraşırken, doğru çalışan bir sisteme ihtiyacınız var. En son teknolojiye sahip olmak için iki yılda bir yeni donanım satın alan insanlardan birisi değilim. Benim satın almamı, işleri daha iyi yapmam için gerçek prodüksiyon gereksinimleri belirler, ve işte burada Lectrosonics bana gerçekten yardımcı oldu. Bence çalışan bir sistem asla değiştirilmez!”
Lectrosonics ürünleri hakkında ayrıntılı bilgi için 0212 259 79 71 numaralı telefondan Radikal Elektronik’i arayabilirsiniz.