Dünyanın en büyük ve en köklü haber sağlayıcısı Reuters, 2500 muhabirden oluşan ağı üzerinden 100’ü aşkın ülkede, TV yayıncıları ve başka dijital platformlar gibi binlerce kullanıcısına saygın multimedya haberciliği sağlıyor.
Bulut öncelikli teknoloji stratejisinin bir parçası olarak Reuters, muhabirlerini Hive üzerinden birbirine bağlayarak zaman kazandı ve tasarruf etti; Sony’nin son teknoloji ürünü haber prodüksiyonu platformu, ajansın dünya çapındaki bürolarının farklı saat dilimlerinde haberler üzerinde iş birliği yapmasını sağlıyor. Farklı yerlerdeki ekipler, paylaşılan içeriklere erişip ekleme yapıyor; muhabirler, internet bağlantısı olan her yerde dizüstü bilgisayarlarında düzenleme yapıyor.
Silolara ayrılmış haber faaliyetlerinin engellerini yıkıyoruz
Birçok büyük medya kurumuyla aynı şekilde Reuters da silolara ayrılmış prodüksiyon kaynakları ve sistemleri için dünya çapındaki büroları arasında etkili bir bağlantı kurmanın zorluklarıyla karşılaştı. Kaynakların bu şekilde ayrılması, farklı sistemler kurmanın ve sürdürmenin bariz masrafları ve karmaşıklığının yanı sıra içeriklere erişmek ve içerik paylaşmak isteyen, farklı yerlerdeki muhabirler ve prodüksiyon ekipleri önünde de engel oluşturabiliyor.
Thomson Reuters Genel Prodüksiyon Editörü Rob Lang, “Eskiden haber prodüksiyonu genellikle silolara ayrılmış olurdu,” diye belirtiyor. “Altyapının olduğu bir büroda bir ekip olur, içerik üretir ve içerikleri merkeze gönderir. Örneğin ABD’de bir etkinlik var ama bununla ilgili Arapça bir paket yapmak istiyoruz. Önceleri içerikleri ABD’de üretip sonra merkeze gönderiyorduk. Kahire’deki Arapça prodüksiyon ekibimiz de buradan içeriği alıp üzerinde çalışıyordu.”
Bürokrasiye değil, içeriklere odaklanmak
Rob’un da belirttiği gibi, Reuters’ın temel sorunu büyük bir son dakika haberini çabucak aktarmak için kaynakların taşınmasıydı. “Tabii ki bir olayı aktarmak için mümkün olduğunca çok muhabir göndermeye çalışırız ama bazen insan göndermek çok kolay olmuyor. Bu yüzden sahadaki mevcut ekiplerin alıma odaklanabileceği ve sonra bu içerikleri ilgilenecek kişilere çabucak gönderebileceği bir sistem istiyorduk.”
Rob, “Haber toplamanın belirli bir bürokrasisi var,” diyerek gözlemlerini aktarıyor. “Meta veri oluşturmamız gerekiyor, senaryo oluşturmamız gerekiyor, doğrulama yapmamız gerekiyor ve daha birçok şey gerekiyor. Bir nevi küresel basın odası oluşturmak amacıyla, uydulara ve bir merkeze sahip olma fikrinden uzaklaşmak istedik. Böylece içerikler muhabirlerimiz tarafından oluşturulabilecek ve sonra başka yerlerdeki muhabirler bu içerikleri alıp istediklerini yapabileceklerdi.”
Kameradan kullanıcıya daha hızlı aktarım
Rob, “Amaç, her zaman içerikleri kameradan kullanıcıya aktarmak,” diye belirtiyor. “Dolayısıyla içeriklerin çekilir çekilmez üzerinde çalışması gereken herkesin erişimine anında, doğrudan açık olacağı bir çözüm istiyorduk ve bu yüzden de bulut tabanlı bir prodüksiyon sistemini tercih ettik.”
Rob, “Video bölümünde, her gün yaklaşık 200 farklı düzenleme yapıyoruz,” diye devam ediyor. “Daha önce bir sürü farklı sistemimiz vardı, bu yüzden de farklı bürolarda farklı düzenleme sistemlerimiz vardı. Bu sistemler aynı değildi, bazen aynı NLE’yi bile kullanmıyorduk. Yapmak istediğimiz, dünyanın herhangi bir yerinde çalışan herhangi birinin başka bir yere gidebileceği ve hemen ne yapacağını anlayabileceği, birleşik bir sistem oluşturmaktı. Ayrıca içeriklerin yayınlayacak kişilere çabucak gönderilmesini sağlayan bir sistem oluşturarak, sahadaki çalışanlarımıza başka bir yerde yapılabilecek prodüksiyonla uğraşmak yerine, oradaki haberler üzerine çalışmaları için çok daha fazla zaman verebilirdik.”
Doğru teknoloji iş ortağını seçmek
Rob’un da açıkladığı gibi, Reuters, tamamen bulut tabanlı bir prodüksiyon sistemiyle ilgili hayalini gerçeğe dönüştürmesine yardımcı olacak, doğru teknoloji iş ortağını bulmak istiyordu: “Piyasayı etraflıca inceledik. Sony’ye geldik ve çok ilginç konuşmalar yaptık. Baştan beri fikirlerimizi gerçeğe dönüştürmemiz için bizimle iş birliği yapmak istedikleri belliydi.” Reuters tarafından uygulanan çözümün merkezini Hive oluşturuyor ve Sony’nin ödüllü haber prodüksiyonu platformu olan Hive, yerel olarak bulutta, tesiste veya ikisinin herhangi bir kombinasyonunda barındırılabiliyor.
Reuters’ın AWS platformunda kullanılan Hive, sahadaki muhabirlerin yerel materyalleri dizüstü bilgisayarlarında merkezi olarak depolanan içeriklerle sorunsuzca birleştirerek Adobe Premiere üzerinden dünyanın herhangi bir yerinde haber oluşturmasını sağlıyor.
Rob, “Başarılı olduğu kanıtlanan en önemli teknik unsur, bence buluttan NLE’ye bir proxy akış yapabilmek ve gerçekten de bununla çalışarak düzenleme yapabilmek,” diyerek gözlemlerini aktarıyor. “Bu sistemi son derece katı standartlarımıza uydurmak için Sony ile yakın bir iş birliği yaptık. Şimdi bir proxy alabiliyor, temizleyip tam istediğimiz gibi düzenleyebiliyoruz. Bence, yaklaşık dört-beş yıl önce başlayan bu fikir nihayet gerçeğe dönüştüğü için hepimiz inanılmaz mutluyuz.”
Kaliteyi koruyarak iş uygulamalarını yeniden tasarlamak
2020’deki küresel salgın, birçok medya kurumunu çetin engellerle yüz yüze getirdi. Ancak Hive kullanmak, Reuters’a iş uygulamalarını yeniden tasarlamak ve güvenilen hizmet kalitesini korumak için tam zamanında bir fırsat verdi.
Rob, “Covid ortamında Hive, prodüksiyonumuzu ofislerden evlere hemen taşımamızı sağladı,” diyor. “Bu bizim açımızdan büyük bir avantajdı. Örneğin kimsenin internet bağlantısına bakmak zorunda kalmadık. Düşük bant genişliği olan bir bağlantıda çalışılabiliyor, dolayısıyla biz de ofiste olmasak da içerik üretmeye çabucak devam edebildik. Kullanıcıların hiçbiri bunu fark etmedi çünkü teslim hızı değişmedi. Yapmak istediğimiz temel şey buydu. İçerik kalitemizi veya sayımızı değiştirmeden ofisten dışarı çıkmak istiyorduk ve Hive kullanmanın bir sonucu olarak tam da bunu yapabildik.”