Reklamı Kapat
Anasayfa > Makaleler > Ses Uzmanları Bruner Dyer ile Jeff Asell, Lectrosonics’i Flavortown’a Götürdü
Ses Uzmanları Bruner Dyer ile Jeff Asell, Lectrosonics’i Flavortown’a Götürdü
16.06.2022 13:39

Kaynak / Lectrosonics


Bruner Dyer ile Jeff Asell, stüdyo dışında ses kaydı konusunda ileri düzeyde uzman isimler. Food Network kanalı için Guy Fieri’nin ülkenin dört bir yanındaki en iyi restoranları ziyaret ettiği, en iyi yemeklerin servis edildiği, ünlü seyahat günlüğü Diners, Drive-Ins ve Dives adlı diziyi kaydedip miksliyorlar. Yemekleri hazırlayan aşçılar gibi, çoğu zaman her şeyi tek seferde doğru yapmak zorundalar. Diyalogların, tavaların cızırtısının ve hatta belki de mutlu midelerin seslerinin kablosuz Lectrosonics cihazlarından geçmesinin nedeni bu. Şu anda, bu donanımda iki adet DCR822 çift kanallı dijital alıcı, altı adet SMQV dijital hibrid verici, bir çift SMDWB geniş bant verici ve hatta 2006’da satın alınan dört tane de UCR411a alıcı var. DCHT (Digital Camera Hop Transmitter) vericiler IFB’leri (Interruptible FoldBack) DCHR ve M2R ünitelerine gönderiyor.

Bunun gibi bir yemek seyahat günlüğü programında çalışmanın kendine özgü zorlukları nelerdir?

Jeff Asell: Bir restoran bir stüdyo, hatta bir film seti değil. Kontrolümüz altında olmayan çok fazla gürültü var. Bu işleri buhar, ısı ve buharlaşmış yağların olduğu zorlu ortamlarda yaparken, donanımımızın oldukça dinamik olması, narin olmaması gerekiyor. Bazı kötü kullanımlara karşı dayanabilmesi gerekiyor. Biz ekipmanlarımıza özen gösteriyoruz ama bu, onu üzerine yerleştirdiğimiz insanların da her zaman böyle davrandığı anlamına gelmiyor! 

Bruner Dyer: Her şeyi tek seferde elde etmek için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Çekim yaparken, canlı bir gösteri gibi davranıyorum. Sistem çalışmak zorunda.

Kendi işiniz açısından, tipik bir bölüm için nasıl bir kurulum yapılır?

JA: Bir şehre geldiğimizde birbirinin aynısı iki ekiple çekim yapıyoruz. Birinde Bruner, diğerinde ben varım. Bu nedenle, DCR822’nin frekans dinamikliği sayesinde, vücut paketi taşıyan bir kameraman onun setinden benim setime geçerse, bunu önceden koordine edebiliyoruz. Vücut paketini değiştirmemiz veya çekimi kesmemiz gerekmiyor. Aynı özellikler, IFB üzerinde ses dinleyen kişilerin Bruner’ın seti ile benimki arasında geçiş yapmasını da çok kolaylaştırıyor.

Geniş bant özelliğinden dolayı mı?

JA: 822, A1 ve B1 bloklarını birleştirerek bir adım daha ileri gidiyor. Bu, birçok farklı vücut paketi arasında geçiş yapmamızı sağlıyor. Guy senaryo kullanmaz, bu nedenle organik anları yakalamak çok önemli. Bu bir gerçeklik durumu, bu yüzden “Bekle, bunu değiştirmem ya da o kişiye mikrofon takmam gerekiyor” demek işe yaramaz. Ayrıca her şeyin birbiriyle değiştirilebilir olmasına ve en yeni alıcıların eski vericilerle geriye dönük uyumlu olmasına yardımcı olur.

BD: Lectro bu konuda müşterilerini yarı yolda bırakmıyor. Çalıştığım her şeyin mümkün olduğunca yeni ekipmanlarla yapılmasını sağladılar.

Gösterinin mutfak sesleri, görüntüler kadar bizi acıktırıyor. Bunları yakalamak için yaklaşımınız nedir?

BD: Bunun küçük bir kısmını insanların konuşmalarından alıyoruz, ancak çoğunlukla aksiyona daha yakın bir mikrofonla B-roll’u (tamamlayıcı, alternatif kayıtlar) vaktinden önce almaya çalışıyoruz. Havalandırma davlumbazlarını, buzdolaplarını, kısacası ses çıkaran her şeyi bir süre için kapatıyoruz. Bu gürültü yapan makineleri bütün gün gerektiği gibi kapatıp açıyoruz, böylece buzdolaplarının içindekilere zarar vermeden ve mutfağı kimsenin dayanamayacağı kadar sıcak hale getirmeden, hazırlanan ve pişirilen yiyeceklerin harika seslerini yakalayabiliyoruz. Guy’ın orada olduğu gün, yine de mutfakta kablosuz aygıtlarla çalıştık. İzlerken bu mutfaklardan bazılarının ne kadar dar olduğunu gördünüz, değil mi? Tavana kadar raflar, sizden bir adım ötede çalışan insanlar. Buralara bir mikrofon direği (boom) ile giremezsiniz.

Şu anda çantanda ne var?

BD: Benimkinde iki adet DCR822, 941 bloğunda bir SRc var ve donatımımı genişletmem gereken durumlar için yanımda dört tane de UCR411a tutuyorum çünkü çok güvenilirler. 411’lere her zaman güvenirim.

Verici tarafında durum nasıl?

JA: Artık çift pil paketli geniş bant verici SMDWB kullanıyoruz. İki ya da üç yıldır gitmediğimiz bir şehri ziyaret edeceksek, spektrum tamamen değişmiş olabilir. Yani, bu aygıtlar bir cankurtaran. Uzun yıllar Guy’ın üzerinde bir SMV kullandım. Onunla bir çivi çakabilirsin ve yine de çalışır.

BD: Hala satın aldığım ilk SM serisi verici olan eski SMD’mi birincil vericilerimden biri olarak kullanıyorum. Harika çalışıyor. Tabii ki, benim de bazı geniş bant vericilerim var.

Lectrosonics donanımı hakkında dayanıklılık ve güvenilirlik öyküleri duyuyoruz. Lectrosonics’in bu ya da başka bir programda yolculuğun zorluklarından kurtulduğuna korkutucu hikâyeleriniz var mı?

BD: Living Alaska adlı televizyon dizisinde bir çekimdeydim. Bir baba-oğul ikilisi bir nehirden kanoyla karşıya geçecekti. Oyunculara “ıslanacak mısınız?” diye sordum ve “hayır, suyun içine girmiyoruz!” diye yanıtladılar. İkisine de mikrofon takıldı ve onları kıyıdan çekiyorduk. Tahmin edeceğiniz şey oldu, onu nehrin ortasında düşürdüler. Vericilerden biri ıslandı ve bu, vahşi doğada çekim yapacağımız yedi günün ilk günüydü! Durdu, ancak pilleri çıkarabildim, kurutabildim ve haftanın tüm geri kalanında çalıştı!

JA: Bende de benzer bir hikâye var. Minnesota’nın kuzey ormanlarındaydım. Göğsümde küçük bir çanta vardı uluslararası Kuzey Kutbu kâşiflerini takip ediyorduk. Köpek ekipleriyle antrenman yapıyorlardı. Bir kar motosikletini sürecektim ama gidonu çevirdiğimde göğsümdeki ses çantam gaza bastı. Bir ağaca doğru adeta uçtum, kar motosikletini çevirdim ve çantam karla doldu. O sırada dört ya da beş 411 ve çantanın dışında birkaç verici taşıyordum. Çantamdan alabildiğim kadar kar boşalttım, kabinime geri döndüm, saç kurutma makinesini çıkarıp kuruttum ve her şey çalışmaya devam etti.

BD: İnsanlar sürekli olarak IFB alıcılarını düşürüyor. Neden bilmiyorum, sanki düşürmemeyi beceremiyorlar. Bir M2R veya R1a yedeğim olduğunda başıma ne geleceğinden asla korkmuyorum. Telefonumu düşürmekten çok daha fazla korkuyorum.

İkiniz de açık havada geçen ya da yollara düşen veya vahşi doğada yaşayan insanlar gibi yaşam tarzlarını kapsayan birçok dizide çalışıyorsunuz. Bu mesafe sorunları yaratıyor mu, ve eğer öyleyse, bunlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

BD: Last Cake Standing adlı bir Food Network programında çalışıyordum. Son dakikada, prodüksiyon yönetimi, benim mekânın içinde olacak çalışma konumumu, sahneden oldukça uzakta bir kontrol odasına alarak değiştirdi. Planlamak ve kurulum yapmak için zamanım yoktu. O hafta sonu satın aldığım bir Radio Shack RF distro dağıtıcı tarafından beslenen 16 adet UCR411 alıcı kurdum. Pek de işe yarayacağını tahmin etmiyordum ama yaradı. Yaklaşık yüzde 35’te bir RF gürültü zemini okundu ve 411’ler hemen içinden geçti. En iyi kurulum değildi ama onunla birer saatlik altı bölümü sorunsuz bir şekilde çektik.

JA: Birkaç yıl önce sunucunun paraşütsüz hava atlayışı (skydiving) yaptığı çekimleri içeren bir kara yolu yolculuğuna çıktık. Verici çıkışını çeyrek Watt’a çıkardım ve sinyal iletim menzili dışındayken söylediği her şeyi yakalamak için ana bilgisayara bir PDR’yi [SPDR ve MTCR ile değiştirildiğinden] papatya dizimi (daisychain) seri bağladım, çünkü fikir dalış sırasında onun şovu açık yapmasıydı. Uçağa radyo yayınını alan ikinci bir çanta kurdum, o atlayana kadar hazır olacaklarını düşündüm. Birincil çantam yerdeydi ve yukarıya bakarken ne kadar çabuk sinyal iletim mesafesine girdiğine şaşırdık. Böylece, kablosuz alıcı ve PDR (Portable Digital Recorder) arasında, serbest düşüş sırasında açık olan bir gösteri için yayın kalitesinde ses elde ettik!

Hiç çok fazla sayıda kanalı koordine etmek zorunda kaldınız mı?

BD: Birkaç yıl önce bir Kingsford Invitational BBQ mangal yarışması için 40 kablosuz mikrofonu ve 8 IFB kanalını koordine ettim. Alıcı uçta bir distro üzerinde VRT modülleri ile bir Lectro Venues ve UCR411’ler kombinasyonu kullandım.

Guy’s All-American Road Trip adlı Food Network kanalında yayınlanan dizide Guy, ailesi ve arkadaşlarıyla birlikte Kuzeybatı Pasifik boyunca yedi karavanda seyahat ediyor. Oldukça vahşi bir yolculuktu. Beş kamera ve kameraman, dronlar, GoPro’lar ve 22 oyuncumuz vardı. PDR’ler ve MTCR’lerin bir kombinasyonu olan 18 kayıt cihazı kullandık. Seyahat sahneleri için karavanlardaki herkese PDR’ler yerleştirdik ve kamera departmanı karavanlardaki GoPro’ları donattı. Ve karavanlar çekim yerinde göründüğünde, PDR’lerden vericilere geçiş yaptık. Zaman kodu sıkıştırılmış PDR’leri ve MTCR’leri çok güvenilir bulduk ve post prodüksiyon departmanımız bunlarla ilgili hiçbir sorun yaşamadı. Bu küçük kaydediciler, paha biçilmez araçlar olduklarını kanıtladılar.

JA: Çantamda 12 RF kanalı ve Bruner’da da sekiz kanal daha vardı. 18 adet PDR ve MTCR vardı. Herhangi bir anda, herhangi bir oyuncu bir sahneye çekilebilirdi ve sadece akışı etkilememeye çalışıyorduk. Organik bir an olursa, onun önünde olmamız gerekiyordu. Bu nedenle, mikro kayıt cihazlarını çalıştırdık ve birincil çekimlerimizi diğer 20 kanalda izliyorduk. Radyo mikrofonlarının bir seçenek olmadığı bazı durumlar da vardı, açık kum arabası (buggy) ve ipte kayma (zip-lining) gibi.

BD: Bu program Lectrosonics’in sağlamlığını da gösterdi. Oldukça zorlu ve kötü ortamlarda bulunduk. Her taraf ince kum doluydu ve su üzerinde jet botlu bazı sahneler vardı.

Bir sürü ekipmanınız var. Hayatınızı kolaylaştıran tek bir kit ürünü seçmeniz gerekseydi, bu ne olurdu?

BD: 822, hep beklediğim alıcı. Güvendiğim UCR411 gibi sağlam bir ön ucu var, üstelik modern bir çift kanal yapısında. Sevdiğim bir diğer özelliği ise kayıt yeteneği. Birkaç nedenden dolayı yedek olarak kullanıyorum. Daha önce beni kurtardı. Lectro’nun piyasaya çıkmasına ne kadar sevindim anlatamam.

Hevesli ses miks uzmanları ve özellikle film yapımcıları bazen Lectrosonics’i pahalı buluyorlar. Bu işte çalışan kişiler olarak, buna ne dersiniz?

JA: Neyin pahalı olduğunu biliyor musun? Bütün bir TV ekibi bekliyor, çünkü donanımınızı size söylendiği gibi çalıştırmaya çalışıyorsunuz. Bu sadece paraya mal olmaz ve prodüksiyona zarar vermekle kalmaz; ruhunuzu da incitir!

BD: Lectrosonics ile bunun olmayacağını belirtmek isterim. İtibarım, bir parça kablosuz donanımdan tasarruf edebileceğim 500 veya 1000 dolardan daha değerli. Sınıfının en iyisi olmayan kablosuz donanıma asla yatırım yapmayacağım. Kablosuz mikrofonlarım, ses kitimin en önemli bileşenleri. 

Bunu sormak zorundayız. Programda yapılan yemeklerin tadına bakıyor musunuz?

JA: Kesinlikle! Birkaç ısırık alıp uzaklaşmaya çalışıyoruz. Aksi takdirde, tıka basa doyarız.

BD: Şu anda New Jersey’de çekim yapıyoruz ve daha bugün mangalda kaburga, dana döş ve sosis yedim.

Sizin yaptığınız işi yapmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler olabilir?

JA: Zihinsel olarak esnek ve öğrenmeye devam etmeye istekli olmalısınız. Belirlenen parametrelerle bağlı kalmaya başlarsanız, işler ters gidip sizi üzer. 

BD: Fırsat doğduğunda öne çıkmaktan ve zor durumda kalıp eleştirilmekten korkmayın, ama tabii ki pilot değilseniz uçak kaldırmaya da kalkmayın. Bazen kendi kendime “eğer bu adamlar yapabiliyorsa ben de yapabilirim” derim. Ve bu düşünce beni öğrenmeye ve sürekli kendime meydan okumaya itti. Artık seyahat etmek, harika yemekler yemek, harika insanlarla çalışmak, radyo frekansları ve mikrofonlarla oynamak karşılığında para alıp hayatımı kazanıyorum. Daha ne olsun?

Yani, gerçekten yapmak istediğiniz şey değilse ses miksi işine girmeyin?

BD: Hah! İşte bunu yapın ve Lectrosonics kullanın!


Lectrosonics ürünleri hakkında ayrıntılı bilgi için 0212 259 79 71 numaralı telefondan Radikal Elektronik’i arayabilirsiniz.