Reklamı Kapat
Anasayfa > Haberler > Cintel, Türkiye’nin Film Mirasını Geleceğe Taşıyor
Cintel, Türkiye’nin Film Mirasını Geleceğe Taşıyor
28.08.2025 13:06

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Prof.Sami Şekeroğlu, Sinema-TV Uygulama ve Araştırma Merkezi, Türkiye’nin en büyük film arşivini korumak için geleneksel teknikler ile modern tarama araçlarını bir araya getiren bir restorasyon süreci geliştirdi.

1962 yılında Prof. Sami Şekeroğlu tarafından Kulüp Sinema 7 olarak kurulan ve 1967’de Türk Film Arşivi adını alan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ndeki görsel-işitsel koleksiyon, Türkiye’nin en kapsamlı film arşividir.

Arşiv, uzun metraj filmler, belgeseller, erken dönem nitrat tabanlı belgeler, animasyonlar, afişler ve ses kayıtları da dahil olmak üzere 8.000’den fazla eseriyle yüzyıllık ulusal sinema tarihini korumaktadır.

2020 yılından bu yana, proje sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Başak Ürkmez, filmlerin dijitalleştirilmesi ve restorasyon sürecine liderlik etmektedir. Ürkmez, proje ile ilgili şu ifadeleri kaydetti: “Dünya genelinde birçok tarihi arşivde olduğu gibi, filmler zamanla bozulur, onları uygun medyalara ve günümüz teknolojisi ile dijitale aktarmak artık bir seçenek değil, kültürel mirasımıza ve gelecek nesillere karşı bir sorumluluk.

Bu doğrultuda üniversite, mevcut altyapısına Cintel Scanner G3 HDR+, DaVinci Resolve Studio ve depolama ile ağ tabanlı iş birliği için Blackmagic Cloud Store 20TB sistemi üzerine kurulu bir restorasyon ve arşiv iş akışı ilave etti.

Her film titiz bir fiziksel restorasyon sürecinden geçiyor,” diye vurgulayan Ürkmez, “Belgeler öncelikle “handling aşamasında” elle temizleniyor, hasar görmüş perforasyonlar onarılıyor ve özel solüsyonlarla toz, küf veya kalıntılar gideriliyor. Kırılgan belgeler taranmadan önce yumuşatılıyor.” ifadesiyle sürecin detaylarını aktardı.

Taramaya hazır hale gelen filmler, gerçek zamanlı 4K tarama için Cintel Scanner G3 HDR+ üzerine yerleştiriliyor. Ürkmez “Cintel’in dişli olmayan hareket sistemli tasarımı ve kapstan çekici mekanizması, hasarlı belgeleri zarar verme riski olmadan taramamıza olanak tanıyor,” diye belirtti.

Henüz pozlanma aşamasında yanlış pozlanmış ya da film yıkama aşamasında standart dışı koşullarda yıkanmış filmler için HDR tarama kullanılıyor. “Bu yöntem, tarama sırasında daha geniş bir pozlama aralığını olanaklı kılıp görüntüdeki detayları geri kazanmamıza destek oluyor. Elbette standart taramaya göre dört kat daha fazla depolama alanı gerektirdiği için bu yöntemi özel materyallerde bu kullanıyoruz.” diye ifade etti.

Restorasyonu yapılan asetat ve nitrat tabanlı filmler arasında “Aysel Bataklı Damın Kızı” ve Metin Erksan’ın yönettiği “Âşık Veysel (Karanlık Dünya)” yer alıyor. Ürkmez “Filmlerin fiziksel kondisyonlarına göre, gerekirse saniyede bir kare hızında tarama yapabiliyor olmak, deforme olmuş materyalleri özenle ve hasar vermeksizin taramamıza olanak tanıyor. Daha iyi korunmuş ve fiziksel olarak daha iyi belgeleri ise 24 fps ile taramak süreci hızlandırıyor.” diye vurguladı.

Sürecin önemli bir parçası da sıklıkla görüntüden ayrı bulunan optik sesin restorasyonu. Ürkmez “Türkiye’ye özgü nadir bir format olan ayrı 17,5 mm optik ses filmleri için farklı bir okuyucu kullanıyoruz. Standart 35 mm optik sesler ya da 16/35 mm pozitif kopyalar için Cintel ile birlikte özellikle satın aldığımız opsiyonel ses kafasını (Cintel Audio ve KeyKode Reader) tercih ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bu, optik sesleri elektronik ortama aktarmak için pratik ve güvenilir bir yolu. Ses, Resolve’daki ilgili klasöre doğrudan kaydediliyor ve farklı kaynaklardan gelen öğeleri senkronize ederken kare eşleşmesini kolaylaştırıyor.” diye sürecin detaylarına yer verdi.

Kaydedilen dosyalar, bir DeckLink PCIe yakalama ve oynatma kartı aracılığıyla doğrudan DaVinci Resolve Studio’ya aktarılıyor. Ürkmez “Taramalar sırasında, Resolve’un yapay zekâ araçları taramayı gerçek zamanlı olarak analiz ederek yatay veya dikey stabilizasyon için düzeltmeler öneriyor. Kimi zaman bu değerler yeterli olurken kimi zaman da ekstra ince ayarlamalar yapıyoruz. Aktarım sonrasında da Vinci Ressolve Studio’yu ek stabilizasyon, renk düzeltme ve yoğunluk dengelem ses eşleme, montaj ve “final mastering”e kadar restorasyon sürecinin her aşamasında kullanıyoruz. Her şeyin tek bir platformda olması iş akışınının Pratik olarak tamamlanmasını sağlıyor.” diye açıkladı.

Depolama ve iş birliği, Blackmagic Cloud Store 20TB ağ depolama üzerinden yürütülüyor. “Standart bir diske tarama yaptığımızda, yazma hızı olarak saniyede maksimum 15 kareye ulaşıyoruz,” diyen Ürkmez, “Cloud Store’u eklemek, 24 fps’ye ulaşmamızı sağladı; bu, iyi korunmuş belgelerle çalışırken zamansal olarak fark yaratıyor. Ayrıca taranan materyale, veriyi kopyalamak veya taşımak zorunda kalmadan anında farklı bölümlerden erişilebiliyor.” diye sözlerine devam etti.

Çalışma, uzun vadeli kurumsal yatırımlarla destekleniyor. Yakın zamanda deprem riski nedeniyle yapılan tahliyeden sonra, arşiv geçici olarak, iklim kontrollü MSGSÜ Bomonti kampüsüne taşındı. Şu anda kalıcı bir yerleşke üzerinde çalışılıyor. Yerleşke özel olarak tasarlanmış restorasyon laboratuvarları, gösterim salonları, bir medya kütüphanesi ve depreme ve yangına dayanıklı koruma alanlarını da bünyesinde barındıracak.

Ürkmez’e göre tamamlandığında burası “Avrupa’nın en büyük endüstriyel sinema müzesi” olacak.

Blackmagic Design ürünleri hakkında ayrıntılı bilgi için 0212 222 45 02 numaralı telefondan MediaCast’i arayabilirsiniz.