Reklamı Kapat
Anasayfa > Makaleler > OTT İnternet Görüntü Akış Teknolojilerinden Yararlanma [1]
OTT İnternet Görüntü Akış Teknolojilerinden Yararlanma [1]
19.12.2019 09:59

Geleneksel ödemeli televizyon (Pay TV) işletmecileri açık yayın ve doğrusal TV ile işe başladılar. Daha yakın bir süreçte OTT (Over-The-Top) hizmetlerin isteğe bağlı görüntü (Video-On-Demand) ve diğer etkileşimli hizmetleri başlatması, ödemeli TV iş piyasasında güçlü bir etki yarattı. İşletmecilerin vereceği tepki teknolojik yenilikler gerektiriyor ve Broadpeak bunları geliştirdi, Technicolor uygulanmalarına yardımcı oldu.

Bu yazının ilk kısmında OTT’nin ödemeli TV üzerinde nasıl olumsuz etki yaptığı ve bu nedenle güçlü bir tepki verilmesi gerektiği netleştiriliyor.

Şekil 1. Yayın/çoklu yayın

İkinci kısım işletme, hizmet tanımı ve operasyon açılarından işletmecilerin bu soruna karşı alternatif çözüm önerilerini açıklıyor. Teknoloji sağlayıcıların karşılaştıkları teknik zorluklar vurgulanıyor. 

Diğer kısımlar daha teknik. Broadpeak ile Technicolor tarafından birlikte geliştirilen yanıtlar var. Bunlar birbirine bağlı çözümler oluşturuyorlar ve ayrılmamaları gerekiyor.

Genel sonuçta bu yaklaşımı benimseyen işletmecilerin güçlü bir pozisyona ve parlak bir geleceğe kavuştukları gösteriliyor.

Şekil 2. OTT

OTT Yayınların Piyasaya Olumsuz Etkisi

Ödemeli televizyon hem canlı hem de önceden kaydedilmiş TV içeriklerini kablo, uydu, karasal veya IPTV üzerinden set üstü alıcılara (STB) dağıtan işletmecilerle başladı. Bu iş kolu geniş müşteri tabanlı, kitlenin önemli olduğu bir modele dayanıyor ve programlar ve kanallarla doğrusal bir paradigma kullanıyor.

Ardından internet servis sağlayıcılar (ISP) ticari erişim dağıttılar. İnternet belli bir olgunluğa ulaştığında Over-The-Top görüntü dağıtımı başladı. ISP’den bağımsız bir üçüncü firma hizmeti, internet üzerinden sunuculara noktadan noktaya birleşik bağlantıyla ayrı kullanıcılara önceden kaydedilmiş içerikler dağıtıyor. 

OTT’nin işletmelere sağladığı yenilikler:

  • Her yerde varlık: OTT hizmetleri servis sağlayıcı veya bölge ne olursa olsun hem mobil hem de kablo/Wi-Fi teknolojileri yoluyla internet bağlantılı her müşteriye erişebiliyor. 

  • Daha geniş kapsama: Büyük müşteri tabanı içerik, uygulamalar, sunucu altyapıları için daha iyi ölçeklendirme sağlıyor.

  • Yeni etkileşimli hizmetler: Yeni protokoller daha kişiselleştirilmiş öneriler ve hizmetler, konuşmaya dayalı kullanıcı arabirimleriyle doğrusal olmayan hizmetleri zenginleştiriyor. Sosyal ağların bütünleştirilmesi insanları bir araya getiriyor ve medya tüketimine eğlenceli bağımlılığı teşvik ediyor. 

  • Yeni kullanımlar: Sunucu altyapısı içerik kataloglarının boyutunu kısıtlamadığı için, uzun ve niş içerikler mümkün hale geliyor. Her kullanıcı kendi istediği görüntüleri bulabiliyor. 

  • Yeni müşteriler: OTT servis sağlayıcılar yeni dizilere ve filmlere büyük yatırımlar yaptılar. Reklamlarının hedef kitlesi, klasik açık yayın markalarına bağlılık geliştirmemiş milenyum kuşağ

Bu strateji oldukça başarılı oldu. İlk popüler OTT hizmetleri olan YouTube, Netflix, Hulu ve Roku’ya, hızla Amazon Prime Video, HBO, ve şimdi de WarnerMedia, Disney+, Apple TV+ katıldı [1]. Müşterileri üzerinde güçlü etki yapan, üst kalitede içerik dağıtıyorlar [2].

Bu yeni hizmetler önemli teknolojik yenilikler gerektirdi ve bu yatırım değer yarattı. Apple HLS ve MPEG DASH gibi uyarlamalı bit hızı (Adaptive Bit Rate) protokolleri görüntü kalitesini aygıta veya ağ koşullarına göre uyarlıyor ve içeriği daha iyi kişiselleştirebiliyor. ISO-BMFF [3][4] eski MPEG-TS taşıma akışının yerini alıyor ve Media Timed Events yoluyla yeni hizmetleri mümkün kılıyor [5]. Dijital hak yönetimi (Digital Rights Management) geleneksel koşullu erişim sisteminin (Conditional Access System) yerine geçerek yeni kazanç yolları sunuyor ve set üstü alıcı güvenlik mimarisini ve Wi-Fi bağlantısını kolaylaştırıyor.

Ödemeli Televizyonun Tepkileri

OTT’nin etkisi büyük oldu: Geleneksel yayıncılık, filmlerin ve dizilerin değerinin çoğunu kaybetti. Ödemeli TV işletmecileri bu duruma işletme, hizmet ve operasyon yenilikleriyle tepki verdi ve sağlayıcılarının karşılaştıkları zorlukları hedef aldılar. 

Canlı televizyon üzerinde yoğunlaşma

Ödemeli TV başlangıçtan beri canlı etkinliklere çok yatırım yaptı. İşletmeciler içerik satın alma ve reklam verme gibi önemli iş ilişkileri kurarken, OTT büyük ölçüde bu alanda hala yok.

Yayın (broadcast)/çoklu yayın (multicast) da önemli teknik avantajlar sağlıyor. Altyapı düşük gecikmeye imkan veriyor ve tasarımla ölçeklendirilebiliyor; müşteri sayısı iki katına çıkarsa sunucu ve altyapı masrafları aynı kalırken, OTT maliyetleri iki katına çıkıyor. 

Bu nedenle müşteri sayıları dev rakamlara ulaşınca canlı programlar için yayın/çoklu yayın OTT’den her zaman daha verimli [6]. Böylece özellikle spor olmak üzere canlı yayın artık ödemeli TV için en önemli konu ve markaya güçlü bir bağlılık yaratıyor.

Bu nedenle işletmecilerin, örneğin ikincil ekranlara erişimini genişleterek, canlı ödemeli televizyonun değerini yükseltmeleri gerekiyor.

Tüm etkileşimli hizmetleri benimseme

Ödemeli TV de OTT sağlayıcılar gibi etkileşim ekledi, ve aynı şekilde her yerde varlık gösterme, daha geniş kapsama alanı ve yeni hizmetlerin avantajlarından yararlandı. Müşteriler VoD, Catch-up TV, öneriler ve sosyal ağların keyfine varabiliyorlar.

Her ödemeli TV işletmecisi internet üzerinden kullanıcılara serbestçe ulaşıp kendi müşterilerini hedefleyebiliyor ya da rakiplerinin müşteri tabanına yönelik bir OTT sağlayıcı olarak davranabiliyor. 

Ancak bu alanda etkin rekabet edebilmek hala büyük ölçüde üçüncü firmaların uygulamalarına, ABR ve diğer sağlayıcıların teknolojilerine bağlı. Teknolojilerin bütünleştirilmesi için paylaşılan bir yol haritası geliştirmeye imkan verecek ortak bir teknik çerçeve gerekiyor. Özel üretilmiş, ısmarlama set üstü alıcı aygıt yazılımları hiçbir zaman bu amaçlar için tasarlanmadılar.

Bu nedenle, işletmeciler yenilikleri mümkün kılacak bir teknik omurgaya gereksinim duyuyorlar. 

Altyapıyı sadeleştirme

Ödemeli televizyon tüm platformlar üzerindeki etkileşimli hizmetler ve beklentilerin asıl televizyon ekranından düşük olduğu mobil aygıtlar ve bilgisayar ekranlarında canlı yayınlar için ABR kullanıyorlar. Böylece işletmeciler düzgün QoE (eğlence kalitesi) garantileyen yayın/çoklu yayın teknolojisiyle çalışıyorlar.

Bu teknik karmaşık olup, ne yazık ki aynı zamanda televizyon ekranında canlı yayınlarda ABR tarafından sağlanan teknik yenilikler kullanılamıyor.

Bu nedenle işletmecilerin ABR ile yayın/çoklu yayın teknolojilerini birleştirmeleri gerekiyor. Bu birleşmenin yan etkileri de var:

  • Yayın merkezindeki araçların birleşmesi: Tüm yayınlarda ABR teknolojisi kullanılıyor.
  • Geçişlerin kolaylaşması: İşletmeciler mevcut yayın/çoklu yayın hizmetlerini kademeli olarak ABR’ye çevirebiliyor. 
  • Dinamik dağıtım: İşletmeciler etkinliğin popülerliği, bant genişliği, ağ kullanılabilirliği ve promosyonlar gibi gerçek zamanlı koşullara göre yayın/çoklu yayın ve etkileşimli yayın arasındaki paylaşımı dinamik olarak yönetebiliyorlar. 
  • Verimliliği karşılıklı yükseltme: ISO-MBFF formatları yeni hizmetleri mümkün kılan yeni üstveriler içeriyor. Yayın/çoklu yayın da bunları kullanabiliyor. Dijital hak yönetimine de imkan veriyor. IPTV işletmecileri IPTV ve OTT dağıtımları için aynı aygıtı ve kodlayıcıları kullanabiliyorlar.
  • Ancak bu birleştirme teknik bir sorun yaratıyor: Spor ve diğer etkinlikler gerçek zamanlı düşük gecikme gerektiriyor. Televizyonda set üstü alıcı futbolcuyu daha vuruşa hazırlanırken gösterirken akıllı telefon Facebook’tan gol bildirimi yaparsa sinir bozucu olur.

Şekil 3. Gecikme

Fakat OTT servis sağlayıcılar başlangıçta ABR protokollerini ve formatlarını canlı yayın için değil VoD için tasarladılar, bu nedenle gecikmeyi dikkate almadılar. Tipik bir ABR görüntü akışının bir yayın sinyalinden 20 saniye sonra gelmesi, üst düzey bir canlı yayın hizmetinde kabul edilemez.

Bu durumda modern ödemeli TV için düşük gecikmeli bir ABR protokolü gerekiyor.

ISP ağlarının iyileştirilmesi

Birçok ödemeli TV işletmecisi, aynı zamanda ISP. OTT ağ yoluyla sunucu ile istemci aygıt arasında gerçekleşen bir noktadan noktaya, tek hedefe yönelik yayın. Canlı hizmetlere uygulandığında şu sorunlar yaşanıyor:

  • Sunucu ölçeklendirme: Aynı andaki kullanıcı sayısıyla birlikte sunucu maliyeti de yükseliyor. Bulut teknolojisi sunucu altyapısını dinamik olarak duruma göre uyarlayabiliyor ama yine de yüksek işletme maliyeti (OPEX) yaratıyor.
  • Ağ ölçeklendirme: Sunucular gibi ağların maliyetleri de kullanım arttıkça yükseliyor. Ayrıca internet trafiğinin büyük bölümünü (Cisco’ya göre %73’ünü [7]) görüntü oluşturuyor, bu nedenle var olan altyapılar görüntü trafiğinin boyutunu iki katına çıkarmaya izin vermiyor. 

Şekil 4. İnternet bit hızı

  • Yoğunlaşma: Önemli futbol maçları gibi çok popüler canlı etkinlikler çok büyük sayılarda kullanıcıları cezbettiği için ölçeklendirme sorunları yaşanıyor. Fransız spor kanalı RMC bunu kendisi yaşayarak öğrendi [8].
  • Sınırlı canlı OTT hizmeti: Yukarıdaki kısıtlamalar nedeniyle üçüncü firma OTT servis sağlayıcıları canlı hizmetleri dağıtmakta zorluklar yaşıyorlar. Popüler spor yayın hak sahipleri kendi OTT hizmetlerini başlattılar. Düşük gecikmeli OTT 4K canlı spor etkinlikleri sunan NeuLion [9], ABD National Football League’e hizmet veriyor. Fubo TV, Red Bull, Twitch, ESPN, MLB.TV [10] ve NBA.TV [11] de oldukça popüler ama açık yayınla aynı ölçekte değiller. 

Ayrıca UEFA [12] ve FIFA Formula One World Championships gibi önemli etkinlik yapımcılarının kendi OTT canlı yayın hizmetlerini başlatmak istediklerine dair dedikodular dolaşıyor. Bu durumda ISP’lerin canlı OTT ölçeklendirme yeteneklerini arttırmaları gerekiyor.

Eğer bir çözüm olsaydı ISP’ler sermaye yatırım harcamalarını (CAPEX) düşürürler, hatta üçüncü taraf OTT canlı servis sağlayıcılara bir “ölçeklendirme ve QoE anlaşması” teklif etmeyi bile düşünebilirler [13].

Ödemeli televizyon işletmecileri işlerini genişletmek ve güçlendirmek için birçok yola sahipler ve OTT’lerden daha rekabetçi hale geldiler. Bu değişimi başarmak, servis sağlayıcılara aşağıdaki teknik zorlukları yaratıyor:

  • ABR ile yayın/çoklu yayını birleştirme
  • ABR ile canlı içerik için düşük gecikme sunma
  • Yenilikleri mümkün kılan bir teknik çerçeve bulma
  • Birbirine bağlı bir uçtan uca hizmetler görüntüsü oluşturma

Sonraki bölümde Technicolor ile Broadpeak’in geliştirdikleri yanıt var. Yaklaşımdaki uyumluluğu ve işletmecilerin bu unsurları birlikte kullanarak ödemeli televizyonun bir sonraki aşamasını nasıl kurabileceklerini de gösteriyorlar.


Devam edecek...



Dipnotlar

[1]    https://www.technobuffalo.com/disney-plus 
[2]    https://www.androidheadlines.com/2019/04/disney-plus-streaming-app-first-look.html 
[3]    https://mpeg.chiariglione.org/sites/default/files/files/standards/parts/docs/N18093_ISOFF(TS).pptx 
[4]    https://www.w3.org/TR/mse-byte-stream-format-isobmff/ 
[5]    https://www.w3.org/TR/media-timed-events/  
[6]    tipik olarak yaklaşık 250.000 kullanıcı, ama engeller yerel koşullara ve teknolojiye göre değişiyor  
[7]    https://www.cisco.com/c/en/us/solutions/collateral/service-provider/visual-networking-index-vni/complete-white-paper-c11-481360.html 
[8]    https://www.google.com/search?q=psg+liverpool+bug+RMC 
[9]    https://www.neulion.com/ 
[10]    https://www.mlb.com/live-stream-games/subscribe 
[11]    https://www.nba.com/nbatv 
[12]    https://www.uefa.com/insideuefa/about-uefa/news/newsid=2610427.html 
[13]    https://media.netflix.com/en/press-releases/orange-and-netflix-ink-major-international-agreement  


Kaynak / Technicolor ve Broadpeak