Görüntü Yönetmeni George Steel ile Yönetmen Tom Harper, orijinal BBC dizisi Peaky Blinders’dan bu yana ve daha sonra mini dizi War and Peace gibi projelerde sık sık işbirliği yapıyorlar. Bu yapım sırasında Steel, James Glaisher’in 1862 yılında baloncu Henry Coxwell ile birlikte 11,000 metreye çıkarak rekor kırdığını duydu. Harper kendisine teklif edilen 19. yüzyıl balon macerası fikrini beğendi ve Jack Thorne’dan senaryo yazmasını istedi. Öykünün bir film olarak başarılı olması için Coxwell’i çıkararak yerine balonculukta Fransız bir öncü olan Sophie Blanchard’ı kattı.
Bir fantezi dünyası değil gerçekçilik hedeflenen çekimler için Steel Oxfordshire kırsalının üzerinde uçacak sıcak hava balonunun içinde rahat hareket edilebilecek kamera ve lens kombinasyonlarını test etti. “1000 metreye yakın yüksekteki hasır bir sepetin içinde olmanın dezavantajı, çok az hareket alanınızın olması. Çekim kusursuz gitti ve gözden geçirdiğimizde VFX gibi görünüyordu, her şey çok canlı ve dengeliydi. Odak dışına çıkış doğaüstü görünüyordu. Bu bizi hangi adımda çekeceğimizi ve yakın çekimlerde nasıl daha fazla arka planı odakta tutabileceğimizi öğretti ve sonuç olarak gerçek ile fantezi arasında nötr bir görünüm yaratmamızı sağladı.”
Projenin otantik olması için havanın ve güvenliğin elverdiğince çok gökyüzünde balon çekimi yapıldı. Bir sahnede 1862 yapımı bir uçağın içinde oyuncuların da olduğu gerçek boyutta kopyasından, aynı zamanda vinçle 60 metre yükseğe yükseltilen sepetin içindeki Steel tarafından çekildi. Sahne de bile, olanlar 27 metre yükseklikte vinçte hareket eden kamerayla havadan kaydedildi. Steel küçük boyutu nedeniyle RED DSMC2 kamerayla MONSTRO 8K VV sensörü tercih etti: “Hiç de ufak tefek olmayan ben, 2.5 metre genişliğinde bir sepetin içinde iki oyuncuyla birlikteyken küçük bir kamera kullanmak zorundaydım. Kamera ayrıca cilt tonları, renkleri ve dokusunu, topraktan göğe yükselirkenki ton değişikliklerini yakalayabilecek yeteneğe sahip.”
Steel 35mm filmin yanı sıra bir dizi dijital kamerayı test etti ve markaları gizleyerek yapılan testlerin kazanan formatı MONSTRO oldu. Steel aktardı: “İnsanlar en çok oku beğendi. Tam kare sensör gerçekten renkleri net ve ayrıntılı yakalıyor. REDCODE’un veri yönetim tekniği nedeniyle veri boyutu bir etken olmadı.” Steel RED kamera ile Panavision Primo 70 lensleri birlikte kullandığında çok keskin ama aşırı sert olmayan, odağı yumuşak bir şekilde azalan görüntüler elde ettiğini belirtti. “Havadan çekimlere 1.85 oranında geniş açıklıkta bir manzara görünüşü vermek için küresel çekim; 2.39 oranında geçmişe dönüş sahnelerinde ise bunun tersine kırpılmış en/boy görünüm oranıyla çekim yaptık.”
Steel ile Harper çoğunlukla 360 derece manzaralar olmak üzere geniş, çepeçevre kapsayan çekimleri sevdiler ve bu çalışmalarda aydınlatma önemliydi. Yerdeki sahnelerde aydınlatma yumuşak ve tanecikliyken, güneşe daha yakınken ışık daha güçlü ve değişkendi. Steel, ekibi ve ışık şefi Wayne King tarafından tasarlanan aydınlatma donanımında mavi ekranlı sahnenin tepesine SkyPanel LED ve HMI Molebeam ışık kaynakları yerleştirildi. Atmosferik koşulları taklit etmek için farklı şekillerde renklendirilebilen gaz kullanıldı.
Bu çalışmalar yapımın en zorlu ama yaratıcılık açısından da en tatmin edici ve sevindirici kısmıydı. Uçuş sırasında sadece farklı yüksekliklerde ve günün farklı saatlerinde çeşitli yüksekliklerden değil, değişen hava koşullarından da geçiliyor, hatta kelebek sürülerine rastlanıyordu. Renk Uzmanı Simone Grattarola açıkladı: “Tüm bu faktörler işin içine girdi ve izleyicileri yükselirken ve havadayken bulutların içine girdiğimize veya fırtınaya yakalandığımıza inandırmamız gerekiyordu. Kahramanlarımız bulutları çok geride bırakarak dünyanın zirvesine çıkıp yıldızlara bakıyor, alçaldıkça karların içinden geçip güçlü gün ışığından alacakaranlığa geçiyorlardı.”
Steel VFX (görsel efekt) için çoğunlukla 8K RAW sıkıştırılmış 7:1 çekmeyi tercih etti. RAW dosyalar EXR’ye çevrilerek Rodeo FX ve Framestrore’da çalışan VFX ekiplerine yönlendirildikten sonra, Resolve üzerinde renk derecelendirme yapan Grattarola’ya aktarıldı. Grattarola şunları söyledi: “Bir günde VFX efektleri gözden geçirdikten sonra bize yeni VFX çekimler gönderiliyordu ve düzelttikten sonra VFX bölümüne geri gönderiyorduk. VFX ile renk derecelendirme arasındaki bu süreç birkaç hafta sürüyordu ve herkes gerçekçi hissettirecek sonuçlar almak için çalışıyordu. Tamamlanan görüntüleri izlediğimde, öykü tarafından olayın içine taşındığımı hissettim.”
RED ürünleri hakkında ayrıntılı bilgi için 0212 297 88 77 numaralı telefondan Provid’i arayabilirsiniz.