Seslendirme sektörü her yıl giderek büyürken kullanım alanlarının artması ile daha geniş kitlelere ulaşmaya devam ediyor. Televizyon, radyo reklamları, anons seslendirme gibi seslendirme hizmetleri podcast’lerin, sesli kitapların, e-öğrenmenin ve hatta kendi kendine komuta özelliklerini etkinleştiren akıllı cihazların gelişiyle yeni bir seviyeye ulaştı.
Yazıyı sese çevirme, yapay zekâ ve insan seslerini kullanan sesli arama ve sesli asistan teknolojisi giderek daha popüler hale geliyor. Siri, Alexa ve Google Assistant gibi yardımcı uygulamalar da seslendirme hizmetleri arasında günümüzde daha çok talep görüyor. Bununla birlikte markaların da kendilerini bu büyüyen ses tabanlı ortamlarda temsil eden bir sese sahip olma ihtiyacı artıyor.
Gelişen teknoloji ile birlikte Gerçekçi Konuşma Sentezi veya Yazıyı Sese Çevirme teknolojisi olarak çevrilen Text-to-Speech ve Yapay Zekâ Seslendirme hizmetleri de markalar tarafından tercih edilir olmaya başladı. Peki, yapay zekâ seslendirme ve yazıyı sese çevirme teknolojisi nedir?
Yazıyı Sese Çevirme (Text to Speech) Nedir?
İnsan konuşmasının yapay olarak üretilmiş versiyonuna sentetik ses deniyor. Yazıyı sese çevirme teknolojisi de bir bilgisayarın kelimeleri yüksek sesle, cihazın hoparlöründen çalınan gerçek veya benzetilmiş bir sesle okuduğu bir bilgi çıkışı biçimidir. Elektronik ortamdaki kelimeleri insan sesi gibi seslendirebilen bu yazılım teknolojisi birçok şekilde kullanılabilen yardımcı bir teknoloji aracı olarak kabul ediliyor. GPS, akıllı kişisel asistan gibi uygulamalarda tercih ediliyor.
Yapay Zekâ Seslendirme Nedir?
Sentetik ses türünden biri olan yapay zekâ seslendirme, bir metni insan sesi çıkaran konuşmaya dönüştürebilmek ve net işitilebilmek için “derin öğrenme” denilen makine öğrenme algoritmalarını kullanır. Burger King, Uber, Whirlpool gibi global markalar da müşterileriyle iletişim kurmak adına müşteri hizmetleri sistemlerinde yapay zeka seslendirmesini tercih ediyor.
Markalar İçin Text-to-Speech Teknolojisi Ne İfade Ediyor?
Başarılı markalara baktığınızda her birinin başarılı bir iletişim dili olduğunu görürsünüz. Başarılı iletişim dilinin ana maddelerinden biri de marka sesinin marka kimliği ile birebir örtüşüyor olmasıdır. Markanızı temsil etmek için seçtiğiniz ses, müşterilerinizin sizi nasıl konumlandıracağını, müşterilerinizin markanız ile kuracağı duygusal bağı doğrudan etkiliyor. İletişim açısından insan sesi, kullanılan kelimeleri yansıtmanın ötesine geçen ayrıntılı bilgi ve duyguları aktarma kabiliyetinde eşsizdir.
Dünya üzerinde yaklaşık sekiz milyar benzersiz ses olduğu düşünüldüğünde algoritmaların insan sesinin benzersiz seslerini yakalaması en azından şuan için çok kolay uygulanabilir görünmüyor. Her insan sesinin kendine özgü vurgusu ve ses rengi varken Yazıyı Sese Çevirme (Text-to-Speech) ve Yapay Zekâ tabanlı seslendirme hizmetleri şu aşamada kulağa robotik ve samimiyetten uzak geliyor.
Teknolojinin her gün bir adım ileri gitmesiyle yazıyı sese çevirme yazılımında etkileyici gelişmeler olsa da insan dışı ses tonu ile insan sesi arasındaki fark kullanıcı tarafından hemen fark ediliyor. Bir mesajın kitlelere doğru iletilebilmesi için dilin etkin bir şekilde kullanılıyor olması; telaffuz, tonlama ve vurguların doğru olması büyük önem taşıyor. Bu noktada, gerçek insanın sahip olduğu ses çeşitliliğine henüz hiçbir yazılımın erişemediğini hatırlamakta fayda var. Her ne kadar karşısında konuşan insan sesinin tonunu, hızını algılayabilse de gerçek insan sesindeki ruhu yakalaması şuan için çok zor görünüyor. Markanız için insan sesi tercih etmek müşterilerinizle duygusal bağ kurmanıza katkıda bulunduğu gibi yasal olarak tam olarak kuralları henüz belirlenmemiş yapay zekâ seslendirmelerden doğacak olası sorunlardan da sizi koruyor.
Gerçek bir kişi markanızı seslendirdiğinde müşteri ile duygusal bir bağ kurabilirken bu derinliği yazılım seslendirme teknolojisi sağlayamamaktadır. Bu derinliği sağlayamaması ise ses programlarının hayatında belirli duygular ve anlar yaşayan, tamamen benzersiz olan insan sesi deneyimini canlandırmasının önüne geçiyor.