Stéphane Bourgoin, çekim yapmak için Fransa’ya gelen birçok Amerikan yapımı üzerinde düzenli olarak çalışan, deneyimli bir ışık şefi. Son zamanlarda, çok beğenilen iki dizi “Patriot” ve “Emily in Paris” üzerinde çalıştıktan sonra, uzmanlığına Ridley Scott’ın “The Last Duel” ve Chad Stahelski’nin “John Wick 4” projeleri için başvuruldu. ARRI, Stéphane Bourgoin ile oturup bu büyük ölçekli prodüksiyonlarda aydınlatma ekibinin başı olarak yaptığı çalışmaları konuşma fırsatı buldu.
Stéphane Bourgoin
2021’in sonunda vizyona giren Ridley Scott’ın “The Last Duel” filmi, tartışmasız bir sinema başarısı. Çok güçlü görsel etkiye sahip bu ortaçağ destanı için İngiliz yönetmen, İrlanda’da modeller üzerinde uzun bir hazırlık döneminin ardından altı hafta boyunca Fransa’da çekim yapmayı tercih etti. Stéphane Bourgoin açıklama yaptı: “Ridley Scott ile çalışmak çocukluk hayalimdi. Blade Runner’ı 10 yaşında babamla birlikte keşfetmek, bende film yapma isteği uyandırdı. Otuz beş yıl sonra, Ridley Scott ve görüntü yönetmeni Dariusz Wolski ile ‘The Last Duel’ filminin ışığını yaratmak için çalışmak büyük bir zevkti. Sette her gün yüzümde bir gülümseme vardı.”
Ridley Scott’ın “The Last Duel” setinde beş adet ARRIMAX 18 kW kurulumu.
Stéphane Bourgoin şunları söyledi: “Ridley Scott ile çekim yapmak, 600 kişilik bir ekibe sahip olmak demek. Fransız sinemasına kıyasla farklı bir boyut. İç mekânlarda her çekimi aynı anda dört kamera ile yapıyor. Bu da filmlerine bir süreklilik, bir akışkanlık getiriyor. Sonuç olarak, bir sekans çok hızlı bir şekilde çekilebilir. Ancak aydınlatma ekibi için dört kameraya sahip olmak büyük bir engel; sette fazla yer kaplamadan doğru aydınlatma çözümlerini bulmak zorundayız. Her zaman doğal bir sette olduğumuz için, görüntü yönetmeni spot ışıklarla bölgelere göre ışık yönleri oluşturdu. Bir yüzü aydınlatan ışık varken, bir diğeri de daha geniş bir çekim için kullanıldı. Kameralar akıllıca yerleştirildiği için tüm çekimler güzel oldu. Ayrıca Ridley Scott’ın sette kamera eksenlerine karar verme hızını da görmelisiniz, gerçekten etkileyici.”
Işık şefi doğal ışık konusunda ısrarcı: “Ortaçağ şatolarında amaç, her şeyi kontrol etmek için her yere donatımlar kurmak değildi. Ridley Scott ve Dariusz Wolski, bir odaya giren güneş ışığı gibi gerçek hayata ait şeylere yer bırakmayı severler. Bu noktada, olup bitenlerden yararlanmak için tüm seti bile taşıyabilirler. Aydınlatmanın temeli, yumuşak kalırken daha parlak ve daha uzakları aydınlatmak için Manitous üzerine 6x6 kafeslerle kurduğum ARRIMAX 18 kW ışıklar idi. ARRIMAX, geniş alanları aydınlatmak için mükemmel bir araç. İç mekânlarda SkyPanel ışıklarla bazı 2x2 m softbox’lar kurdum. Ayrıca gazlı brülörlerle tüm aydınlatma efektleri üzerinde çok çalıştık, bu da yüzlerde biraz parlaklık elde etmemizi sağladı. Yani filmin genel tonu oldukça gri olsa bile, ışık asla soluk değildi. Her zaman ışığın gideceği bir yol vardır, bazı anlarda daha güçlü, diğerlerinde daha az.” Fransa’da çekilen Amerikan yapımlarında çalışmaya başlamadan önce, Stéphane Bourgoin Fransız sinemasında uzun süreli bir kariyere sahipti. 2005 yılından bu yana “Holy Motors” (Leos Carax), “Le mystère Henri Pick” (Rémi Bezançon) gibi önemli filmlerde aydınlatma ekibini yönetti.
Sette on adet ARRIMAX 18 kW.
2017 yılında “Patriot” (Amazon Prime Video) dizisindeki çalışması, ABD sinemasının kapılarını araladı. Işık şefi bu konuda konuştu: “Patriot dizisinin 2. sezonu tamamıyla Paris’te çekildi. Güzel bir görünüme sahip, uzun metrajlı bir film gibi çekilmiş, çok üst düzey bir dizi. Fransız filmlerinde olduğu gibi elinizdekileri optimize etmeye çalışmak yerine, Amerikan prodüksiyonları için ihtiyacınız olan tüm ekipmanları almanız gerekiyor. Tam tersi, yeterince malzeme almadığınız için suçlanırsınız bile.”
“Patriot” dizisinin setinde on iki adet ARRIMAX 18 kW.
“Bu dizide Görüntü Yönetmeni (DP) James Whitaker, ışığın tam olarak kontrol altında olmasını istiyordu. Gün ışığında, ana karakterin yüzünde biraz negatif alan ve karanlık bir geçiş yaratmak için 6x6 metrelik devasa kara kutular kurmak (black box) zorunda kaldık. İç mekan olarak en büyük set, bir bankaya dönüştürülmüş devasa kemerleri olan Palais Brongniart (eski Bourse de Paris) sarayı idi. Pencerelerin arkasına, ışık demetleri en yakın dereceye eğimli ayarlanması gereken yirmi adet ARRIMAX 18 kW kurdum. Görüntüye biraz şekil vermek için Ultrabounce’da (ışık denetimi için kullanılan siyah-beyaz kumaş) yüzeye 12x12 gruplar halinde SkyPanel’ler eklendi. Dizinin görselleri Amerika’da da dikkatlerden kaçmadı. Bana ‘Emily in Paris’ gibi diğer Amerikan yapımlarında çalışmam için güvenilirlik kazandırdı.”
“Emily in Paris” setinde dört adet ARRIMAX.
“Sex and the City” dizisinin yaratıcısı Darren Star tarafından yazılan “Emily in Paris” 2020’de dünya çapında bir hit oldu ve Netflix’in en başarılı komedi dizisi haline geldi. Göz alıcı Fransız başkentinde geçen “Emily in Paris” dizisinde enfes manzaralar, tasarımcı kıyafetleri ve çarpıcı oyuncu Lily Collins var. Işık şefi, dizi hakkında bilgi verdi: “Görüntü Yönetmeni Steven Fierberg ile birlikte 1. ve 2. sezonlarda çalıştım. Birlikte çok yakın çalıştık ve onun güvenini çok çabuk kazanabildim. Onun hedefi, görüntüyü yumuşak tutarken güzel, parlak bir görüntü elde etmekti. Ajansın La Cité du cinéma’da kurulan büyük seti için, o sıcak tonun, güneş ışığının içeri girmesini sağlamak için ARRI STUDIO T12 tungsten lambaları kullandık. Işığın yönünü kolayca değiştirebilmemiz ve günün farklı anlarını, saatlerini canlandırabilmemiz için raylara monte edildiler. Ayrıca seti aydınlatmak için tavana bir lightbox yerleştirdim. Yüzler için büyük, dağınık kanvas kumaşlar üzerinde SkyPanel’leri kullandık. Dudaklara ve elmacık kemiklerine parlak bir görünüm kazandırmak için karakterlerin tenlerindeki parıltı üzerinde çok çalıştık. Ayrıca gece sekanslarında SkyPanel’leri düzenli olarak kullandım. Bu, renkler üzerinde çok kolay çalışmamızı sağladı. Barlarda ve gece kulüplerinde karakterlerin görüntülerini oluşturmak için bir düzine SkyPanel’i bazı Astera’larla karışık kullandık.”
Stéphane Bourgoin: “Yüzler için SkyPanel’lerden gelen ışığı geniş, dağınık kanvaslar üzerine yansıttık.”
Stéphane Bourgoin açıkladı: “2021’de birkaç hafta Paris’te Chad Stahelski’nin ‘John Wick 4’ filminin Fransa’da çekilen, malzemelerin ARRI Rental tarafından sağlandığı kısmında görüntü yönetmeni Dan Laustsen ile çalıştım. Bir ara, Bry-sur-Marne stüdyolarında 1.000 metrekarelik bir sette New York’un yeşil ekran görüntüsünü çekiyorduk. Tek tip, eşit dağılımlı bir gökyüzü yaratmamız gerekiyordu ve ekibimle birlikte çok yükseklere 130 adet SkyPanel kurdum. Mümkün olduğu kadar yaygın ışık olmalı ve hepsinden önemlisi her yerde aynı seviyeyi üretmeliydi. SkyPanel’ler mükemmeldi. Çok yumuşak ve geniş bir ışık veriyorlar. Yeşil arka planlar için fazladan ışık kullanmam bile gerekmedi. Benim için SkyPanel, piyasadaki ilk gerçekten iyi LED ışıktır. Çıktığında gerçek bir devrim yarattı. Görüntü yönetmenlerinin çalışma şeklini değiştirdi. Artık yönetmeni ve seti rahatsız etmeden görüntüler üzerinde ince ayarlara imkan veriyorlar. Bu çok önemli bir kazanç. Ayrıca çok iyi tasarlanmış bir sistem. LED panellerin bazen yorulma eğiliminde olduğunu biliyoruz. SkyPanel ile yazılım güncellemesi yapıyoruz, ışık kaynaklarını birbirine bağlıyoruz ve birbirlerini düzeltiyorlar. Çok iyi tasarlanmışlar.”
ARRI ürünleri hakkında ayrıntılı bilgi için 0212 358 45 20 numaralı telefondan Linka’yı arayabilirsiniz.