Reklamı Kapat
Anasayfa > Makaleler > Afrika’nın zengin, zorlu ve zarif ülkesi… Namibya
Afrika’nın zengin, zorlu ve zarif ülkesi… Namibya
15.04.2017 15:04

Güven Aksu / guven.aksu@trt.net.tr

Uçsuz bucaksız, ıssız sessiz, kavrulmuş topraklar… Ve bu topraklara kocaman aralıklarla serpiştirilmiş eşsiz güzellikler… İnsanı cezbeden, cezp ettiği kadar da şaşırtan sürprizler… Afrika’nın zarif, renkli, zengin, sıcak olduğu kadar sessiz, sakin, kurak ve uzak ülkesi… 

Ziyaretçilerine birbirinden çok farklı ve bir araya gelmesi olanaksız, pek çok fırsatı aynı anda sunan Namibya, Afrika kıtasının gizemli coğrafyasının, vahşi doğasının, yaban hayatının, etnik kültürünün simgelerinden biri… Çünkü Afrika’ya özgü hemen hemen bütün doğa harikalarının ve zenginliklerin ev sahibi… 

TRT ile Namibya Yayın Kuruluşu NBC’nin imzaladığı işbirliği protokolünün ilk meyvesi olan “Namibya” belgeseli, Namibya’nın eşsiz coğrafyasını ve doğasını TRT 4K ekranlarına taşıyor. Namibya’da çekilen ilk Türk doğa belgeseli olan yapım, her şeyin başlangıcı, ilkel ana toprakların vahşi cazibesine karşın, son teknolojinin belgesele sığdırdığı kendine özgü öyküsüyle izleyiciyle buluşuyor.

Eski topraklara yeni dokunuş

TRT ile Namibya Yayın Kuruluşu NBC’nin imzaladığı işbirliği protokolünün ilk meyvesi olan “Namibya’nın Doğa Harikaları” adlı tek bölümlük belgesel, Namibya’nın eşsiz coğrafyasını ve doğasını ekrana taşıyor. Namibya’da çekilen ilk Türk doğa belgeseli olan yapım, her şeyin başlangıcı, ilkel ana toprakların vahşi cazibesine karşın, son teknolojinin belgesele sığdırdığı kendine özgü öyküsüyle Mart ayında TRT 4K Kanalında izleyiciyle buluştu.

TRT İç Yapımlar Koordinatörlüğü Eğitim Kültür Programlarından Sorumlu Müdürlük tarafından, Başarı Yayıncılık’ın sponsorluğunda, Panasonic Varicam 35 sinekamera ve ekipmanıyla 4K formatta çekilen yapım, formatı gereği farklı bir coğrafyanın, farklı bir ülkenin ve farklı bir kültürün tüm renklerini ve ayrıntılarını gözler önüne seriyor. 

Ekip yollarda

TRT çekim ekibi olarak; uzun, aktarmalı ve yorucu bir uçak yolculuğuyla gittiğimiz Namibya, ön bilgiler dolayısıyla yüklendiğimiz korkularımızı yersiz çıkartıp bizi hem büyüledi, hem de şaşırttı. Namibya’da çekim yaptığımız mekânlar, genellikle millî park olan, özel izinle girilen, zaman zaman kontrol noktalarından geçilen, birbirinden oldukça uzak ve etrafı çitlerle çevrili alanlardı. Bu alanların içine ya da yakınına yapılan ve gezginlere ücreti karşılığında konaklama, ulaşım ve rehberlik hizmeti sunan işletmeler hiç ummadığımız kadar doğayla uyumluydu. Bu işletmelerden biri olan Namibia Wildlife Resort (NWR), Büyükelçiliğimizin sayesinde, belgeselimizin sponsoru olarak bazı çekim mekânlarında bize ev sahipliği yaptı.

Türkiye ile hemen hemen aynı yüzölçümüne sahip olan Namibya’da doğal güzellikler adeta ülkenin dört bir yanına serpiştirilmiş gibiydi. Bu nedenle 28 günlük seyahatin 16 günü bu güzelliklere ulaşmak için yollarda,12 günü ise çekim yaparak geçti. 6 bin 500 km’yi aşkın karayolu kat edildi ve 14 farklı noktada konaklandı. 

Her köşede bir hazine

İlk durak; aynı zamanda ülkeye adını veren, 2 milyon yıllık geçmişiyle dünyanın ilk ve en eski çölü; Namib Çölü. Yeryüzündeki en yüksek kum tepelerinin bulunduğu havzada yer alan Dead Vlei, Namibya’nın simgesi olan hayalet ağaçların mekânı. Mavi gök altında, kızıl kum tepelerinin çevrelediği, gri ağaç gövdeleri ve açık griden beje geçişlerin olduğu zeminiyle Dead Vlei, kusursuz renk uyumuyla oldukça etkileyici. 

Namib Çölü ile Atlas Okyanusunun görkemli buluşma noktası Sandwich Sahilinde insanın nutkunun tutulmaması imkânsız. Walvis Körfezinde kırmızı tüylü flamingo sürüleri, Cape Cross’ta tüylü fok kolonileri ve doğanın üstünlüğünü iliklerinize kadar hissettirdiği İskelet Sahili, Namibya’nın kıyı boyunca sıralanan elmasları… 

Namibya, Afrika kıtasının gizemli coğrafyasının, vahşi doğasının, yaban hayatının, etnik kültürünün simgelerinden biri… Çünkü Afrika’ya özgü hemen hemen bütün doğal güzelliklerin ve zenginliklerin ev sahibi…

Doğanın bu topraklara bir başka armağanı Kalahari Çölüne özgü, endemik bir bitki olan “Kokerboom”, diğer adıyla “Quiver” ağacı. Sarıya çalan yeşil yaprakları, genellikle altın yaldızlı gövdesiyle bu ağaçlar aslında birer alovera.

Modern insanın vazgeçilmezlerinden oldukça uzak bir şekilde hayatlarını tüm doğallığıyla sürdüren Himbalar ise, Namibya’nın en dikkat çeken kültürel zenginliklerinden. 

Dünyanın en eski ve Afrika’nın en büyük doğal parklarından Etosha Millî Parkı, kelimenin tam anlamıyla yaşayan hazine. 22 bin kilometrekarelik kocaman havza, Namibya’nın en büyük vahşi yaşam koruma alanı. Zürafaların asaleti, zebraların güzelliği, orikslerin hızı, kuduların ürkekliği, gergedanların gücü, fillerin hantallığı, aslanların vahşiliği, kuşların renkliliği bile ne kadar büyülü dünyadan geçildiğinin kanıtı.

Varlığın yoklukla, sınırların özgürlükle, hayatın ölümle yan yana, diz dize ve iç içe geçtiği Namibya, farklı bir kıtada, farklı bir coğrafyada, farklı bir dünya. Kimine büyülü, kimine tutkulu, kimine tatlı, kimine ise acı yüzünü gösteren…

Program Ekibi

Yönetmen: Ebru Çakırkaya
Yapımcı: Güven Aksu
Görüntü Yönetmeni: Mazlum Demirbağ
Havadan Çekim: Alper Tunga Türkdoğan
Kurgu: Serap Mutlu
Renk Düzeltme: Yusuf Şen
Seslendiren: Ahmet Aksoy (Türkçe) / Osman Erkan (İngilizce)
Seslendirme Yönetmeni: Engin Aybakan
Ses Tasarım ve Miks: Fatma Yılmaz
Danışman: TC Windhoek Büyükelçisi Deniz Çakar

En Çok Okunanlar
Dergi