2024 yılının son günlerine yaklaştığımız şu dönemde, hayatımızın giderek dijitalleştiğini söylemek mümkün. Bu durumun teknolojik gerekçeleri dışında maddi gerekçeleri de olduğunu söylemeliyiz. Özellikle basılı yayınlar, kağıt, baskı ve dağıtım kalemlerinin zorlamasıyla dijital formlara hızla geçiş yaptılar.
Kimi zaman kalem oynattığımız Broadcasterinfo dergimiz de yakın zamanda fiziki hayata veda ederek sanal aleme yerleşti.
Bizim kuşağın tutkun olduğu kağıt ve mürekkepten oluşan kitap kokusu anılarımızın tozlu raflarına yerleşti. Genç kuşak dijital medyayı yoğun olarak kullanıyor ama bu materyal içinde kitap ve dergilerin payı çok az.
Ülke atmosferimizde ve kablolarında sinyal koşturan 13 dijital platform1, 5 tanesi majör olmak üzere yüz kadar açık televizyon kanalı ve bir o kadar da radyo kanalı var. Dijital kanallar için içerik üreten yüzlerce stüdyoyu da listeye eklemeliyiz.
Bu kadar yayın kuruluşuna, televizyona, radyoya, teknik altyapıya hizmet veren kaç tane sektörel dergimiz var peki?
Sadece 1(bir).
2023 Mart ayında, kuruluşundan 20 yıl ve 215 sayı sonra Broadcasterinfo sektörel dergi mürekkep kokusuna ve kağıda veda etti.
Dergi varlığıyla bütün yayıncıların masalarında boy gösterirken şimdi sanal aleme sıkıştı kaldı. Gözden uzaklaşan gönülden de uzağa düşer mi? Sanki öyle gibi…
Yayıncılık konusunda cihaz üreten devasa firmalar var. Bunlar ülkemizdeki yayıncılık yatırımlarına, stüdyolara, platformları, televizyonlara epeyce malzeme veriyor. Her yıl yeni modeller pazara sunuluyor. SD, HD, 2K, 4K, 8K derken neredeyse iki yılda bir teknoloji yenileniyor. Kablosundan konnektörüne, prosesöründen konvertörüne, monitöründen kayıtçısına yüzlerce cihaz, kamera, ışık, resim masası, uydu cihazları, IP yayıncılar, mikrofonlar, ses masaları, kablosuz aktarıcılar, yardımcı malzemeler, yazılımlar vd. ülkemiz pazarına sunuluyor. Milyarlarca dolarlık Pazar.
Burada birkaç önemli konu var.
Birisi, Sektörden ekmek yiyen binlerce kişi elini cebine atıp bu tür yayınları tüketmiyor. Bir diğeri, Sektörden ekmek yiyen bunca firma Sektörel Yayınları besleyemiyor.
Bir başkası, demek ki sektörel yayınlar pazarın ihtiyaçlarını gereğince gözetmiyor. Ne firmaların beklentisini karşılayabiliyor, ne de iletişim öğrencilerinden profesyoneline okuru besleyebiliyor.
Bu durum sadece görsel-işitsel yayıncılık platformlarında değil hemen hemen her alanda böyle. Sektörel dergilerin çoğu ücretsiz olarak firmalara dağıtılmasına rağmen okunmuyor. Çoğu poşetlerinden çıkarılmadan çöp kutusunu boyluyor. Basılı gazeteler giderek varlığını yitiriyor. Böyle giderse çok yakın zamanda basılı dergilere de veda edeceğiz. Basım ihtiyacı ortadan kalkan bu hizmetler, aynı durumla sanal alemde de karşılaşıyorlar. Maliyeti daha az olsa bile varlıklarını korumak giderek güçleşiyor.
Dünyada sektörel dergilerin durumu da eskisi gibi değil ama oralarda varlığını sürdüren okuma alışkanlığı, bayilerdeki raflarda dergilerin hala boy göstermesini sağlıyor.
İnternet kaynakları bizi epeyce bedavacılığa alıştırdı. Ücretsiz tükettiğimizi düşündüğümüz bilgi-belge-haber bizleri istemediğimiz noktalara sürükleyebiliyor. Sektörel hizmeti üretenler karşılığını almakta zorlanıyor. Bedelsiz veya etiket değeri çizgi altı tutulan tüketim üreticiyi aç bırakacaktır. Her konuda üreticilerin aç kalacağı dönemlere hızla yaklaşıyoruz gibi.
Bütün sektörel hizmetlerin, çağın eğilimlerini iyi analiz ederek kendilerini yeniden biçimlendirmeleri gerekiyor. Doğru formu bulana kadar değişim sürecektir.
1 Türkiye Dijital Platformlar: Netflix, MUBI, Exxen, Disney+, GAİN, Bein Connect / TOD, S Sport Plus, Tivibu GO, Tabii, Amazon Prime Video, Blu TV, Puhu TV, Youtube Premium.