Gelişen teknolojiyle birlikte fotoğraf ve video önemli bir ifade aracına dönüştü. İster ticari, ister bireysel, görsel malzemede içerik ve kalite en çok aranan kriterler haline geldi. Anlatmak istediğiniz bir hikâyeyi görsel olarak ne kadar zengin bir biçimde sunacağınız, hem çekimler esnasında kullandığınız ekipmanlara, hem de sonrasında, masa başında yapacağınız düzenlemelere bağlı. Bu anlamda, üretilen görsel içeriklerin özenli ve nitelikli bir şekilde hazırlanmış olması da içerik sağlayanı sektörde bir adım ileri taşımakta.
Elektronik yüksek mühendisi ve sertifikalı DaVinci Resolve eğitmeni Murathan Yıldız’ın, yaklaşık dört sene önce hayata geçirdiği ve başkanlık görevini yürüttüğü Dikey Ajans, tüm ekibi ve ekipmanlarıyla birlikte, hizmet verdikleri iş ortaklarına dijital dünyada kendilerini daha iyi ifade etmelerine yardımcı oluyor. Ürettikleri görsel içeriklerin arasında tanıtım ve reklam filmleri, söyleşiler, animasyon filmler, grafik-tasarım ve fotoğraf bulunmakta. Hem prodüksiyon hem de post prodüksiyon alanında titiz bir çalışma süreci yürüten ajans, sahada Blackmagic Design’ın Pocket Cinema Camera 6K ve 6K Pro modellerini kullanırken, masada ise DaVinci Resolve Micro Panel ve Editor Keyboard’unu tercih etmekte. Ekip ayrıca canlı prodüksiyonlar için ATEM Mini ve UltraStudio da kullanmakta. Dikey Ajans, kurumsal iletişim süreçlerinde hizmet üretmenin yanı sıra, fotoğraf sanatı, görüntü yönetmenliği, prodüksiyon ve post prodüksiyon üzerine eğitimler ve web seminerleri de vermekte.
Aynı zamanda, Sualtı Fotoğrafçıları ve Filmcileri Derneği’nde (SUFOD) yönetim kurulu üyesi olan Murathan Yıldız, Türkiye’de sualtı fotoğrafçılığı ve filmciliğinin yaygınlaşması, teknik bilgi ve donanıma sahip elemanların yetişmesi, çevre bilincinin gelişmesi ve yaygınlaştırılmasını sağlayan dernekle ortaklaşa çalışmalar yürütmekte. Yıldız, sualtı çekimlerini koruyucu bir sistem içerisinde Pocket Cinema Camera 6K ile gerçekleştiriyor.
Murathan Yıldız, görsel içerikte yaratıcılık sürecini planlama, çekim ve düzenleme olarak üç ana aşamaya bölüyor: “Planlamamızı doğru bir şekilde yaptıktan ve proje paydaşları ile akış üzerinde uzlaştıktan sonra prodüksiyon ve post prodüksiyon adımları için ekipman seçimi, bilgi birikimi ve doğru kararlar vermek şüphesiz çok önemli. Neden dijital sinema kamerası seçmemiz gerekir? Masa başına düzenleme amacıyla oturduğumuzda ışık ve renk açısından doğru ayarları bulmak ve anlatmak istediğimiz hikâyeyi destekleyici yaratıcı görünüme ulaşmamız gerektiği için... İster çektiğiniz bütün planı, ister bölgesel olarak; ton, renk, ve kontrast gibi ayarlamaları daha geniş bir aralıkta değiştirebilmek için Blackmagic Design kameraları hem dinamik aralık açısından, hem de sağladığı zengin renk uzayı açısından sizlere oldukça büyük bir esneklik sağlıyor. Bunun yanında Blackmagic’in sunduğu post prodüksiyon çözümleri, dengeli görüntüye ulaşmak amacıyla yapacağınız düzenleme işlemlerinde film endüstrisinin ihtiyaç duyduğu birçok donanım ve yazılım çözümüyle de oldukça zengin bir ürün gamına sahip.”
Kullandıkları dosya formatı ve kodeklerden bahseden Murathan Yıldız, Blackmagic Design’ın dijital sinema kameralarıyla kötü bir çekim yapma ihtimallerinin olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Bazen uzun bir çekim yapmamız gerekiyor ancak kapasitemiz kısıtlı oluyor. ProRes’in en sıkıştırılmış kodeğini bile seçtiğimizde post prodüksiyonda sıkıntı yaşamadan çözüm üretebiliyoruz. Elbette, riske edilemeyecek kadar karmaşık ışık durumlarının olduğu zamanlarda Blackmagic RAW kodeğini kullanmayı daha çok tercih ediyoruz. En sık kullandığımız seçenek Blackmagic RAW Constant Bitrate 8:1 sıkıştırma oranı oluyor. Buna ek olarak Film logunda çalışıyoruz. Bu seçenekler DaVinci Resolve’da renk yönetimi yaparken bize büyük avantajlar sağlıyor. Bu durumu kısıtlamak, sıkıştırmak ve sınırlı yetenekleri olan monitörlere bakarak tahminde bulunmak çok yanlış bir yöntem olurdu. Bu işin doğrusu optik-elektrik işaret dönüşümünün kişiden bağımsız olarak doğru bir şekilde yapıldığından emin olmaktan geçiyor. Biz de nihai görüntüyü tekrar elde ederken aynı sinyaller üzerinden bir düzenleme sağlamak durumundayız.”
DaVinci Resolve yazılım ve donanımını yorumlayan Yıldız, programın tek tek modüllere bölündüğünde her birinin ayrı bir uzmanlık alanına hitap ettiğini paylaşıyor: “Edit, Color, Fairlight, Fusion… Başka platformlar sırf bir dosya türünden başka bir kodeğe geçiş işlemi için bile özel yazılımlara ihtiyaç duyarken, bunun DaVinci Resolve’da bahsi bile geçmiyor. DaVinci Resolve, size ücretsiz sürümüyle dahi, baştan sona eşsiz bir post prodüksiyon tecrübesi sunabiliyor. Bu yazılımı yapan kişiler aynı zamanda kameranın sensörünü de tasarlayanlar. Tüm bu bilgileri alıp, aynı renk bilimi içerisinde düzenlemek ve bu anlamda bir konsensüs sağlamak gerçekten en doğru sonucu veriyor. Ayrıca bu platform sektördeki diğer kabul gören kamera markalarına ve onların kodeklerine de açık. Bu da size oldukça geniş bir yelpaze sunuyor.”
“Post prodüksiyon masasında kullandığım ekipmanlara değinecek olursak; Micro Panel’in gerçekten önemli bir cihaz olduğunu düşünüyorum. Renk ayarlarını yaptığınız esnada gözlerinizi ekrandan ayırıp barlara, tekerleklere, fareye çevirdiğinizde süreç kesintiye uğruyor. Oysa elleriniz panel üzerindeyken devamlı şekilde monitörde kalabilmek, çalışmayı gerçekten çok leziz kılıyor. Bu ürün sayesinde kesintisiz, doğal ve sezgisel bir iş akışına kavuşuyoruz. Editor Keyboard’un katkısı ise farklı bir boyutta; klavyenin en önemli özelliği döner tekerleği. Bu cihaz ile timeline üzerinde ilerlerken, farklı kesi noktalarında gezinmek çok hassas ve keyifli bir tecrübe yaşatıyor. Pratik ve verimli bir çalışma imkânı sunuyor. Bunun yanında, bildiğiniz gibi DaVinci Resolve’da çokça kısayol tuşu kullanılıyor ve aslında bu kısayolları kullandıkça öğrenip alışkanlık kazanıyorsunuz. Klavyenin bunları size direkt olarak hem yazıyla hem de renkle göstermesi, öğrenme sürecini hızlandıran bir durum. Bazen henüz tanışmadığınız fonksiyonları da klavye üzerinde görüp uygulamaya başlayabiliyorsunuz. Yani iki taraflı bir adaptasyon sürecinden bahsedebiliriz.”
Dikey Ajans başkanı Murathan Yıldız, sözlerini şu şekilde noktalıyor: “Aslen teknik bir altyapıdan geliyorum. Sebep-sonuç ilişkisi belki bize mühendislikte verilen bu formasyona bağlı. Dolayısıyla video üretiminin daha çok matematik, optik tarafıyla ilgileniyorum. Bu hobimi işe dönüştürürken, fotoğraf çekmek için yirmi yılı aşkın bir süredir kullandığım ve hâlâ kullanmaktan keyif aldığım marka ve ürünlerden farklı bir ihtiyacım olduğunu sezdim. Blackmagic Design’ı tercih etme sebebim, dijital sinema dünyasına özel olarak ortaya çıkardığı ürünlerle ve yarattığı çözümlerle, kendini sektörde farklı bir noktada konumlandırması. Bazı markalarda, benzer özelliklere sahip olmak için çok yüksek meblağlarda yatırım yapmanız gerekiyor. Blackmagic Design size bu olanakları çok uygun bir şekilde sunarken, işinizi de bir üst lige taşımanıza olanak veriyor. Bu ayrıcalıklı durum belki de bundan yirmi sene sonra geleceğin görüntü yönetmenlerinin farklı alışkanlıklar kazanmasını sağlayarak, onların önünü açacak ve belli kabullerin değişmesine sebep olacaktır.”