Reklamı Kapat
Anasayfa > Makaleler > Dünyanın Temel Gereksinimi: Sosyal Medya
Dünyanın Temel Gereksinimi: Sosyal Medya
20.02.2018 15:10

İçinde yaşanılan evlerden yenilen yemeklere, eğitimde kullanılan yöntemlerden modern sanat tekniklerine, tecavüzlerden savaşlara kadar artık dünyada yaşanan hemen her gelişme sosyal medyaya yansımakta ve sosyal medyadan izlenmektedir. İnsanlar günlük planlarını sosyal medyaya bakarak yapmakta, sosyal medyada tanıdıkları insanlarla yaşamlarını paylaşmakta, kendilerinin çok varsıl ve renkli bir dünyada yaşadıklarını sanarak oyalanmaktadır (Hallikainen, 2015: 13). Sosyal medya, insanlara hemen hemen tüm gereksinimlerini karşıladıkları hissine vermekte, yaşamın vazgeçilmez temel unsuru olduğuna inandırmaktadır. 

Birbirini tanımaktan yaşadıklarından edindiği izlenimleri paylaşmaya kadar her zaman iletişim kurmaya gereksinim duyan insan, binlerce yıl boyunca ileti aktarmanın kolay ve sağlıklı yollarını aramış, araçlar geliştirmiş, yollar bulmuştur. Gururunu duvarlara resmederek, ihtişamı taşlara kazıtarak, bildiğini derilere yazarak anlatan insan, çağlar ilerleyip teknoloji geliştikçe şiir okuyarak, resim yaparak, fotoğraf çekerek, film çekerek, iletisini elektromanyetik dalgalara yükleyerek aktarmıştır (Cereci ve Özdemir, 2015: 3). Toplumları yönetenler de insanların uygar biçimde iletişim kurmaları için özel olanaklar ve araçlar geliştirmişlerdir. Antik Roma’nın forum alanları, Yunan’ın agoraları, pazarlar, panayırlar, tapınaklar, arenalar tarih boyunca insanların iletişim ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılmıştır.

Kendini yalnız ve çaresiz hissetmemeye veya bilgi ve görüşlerini içinde biriktirmeme isteğine de dayalı iletişim gereksinimi, her zaman inanın düşüncelerini devindirmiş, yenilikler için motivasyon sağlamıştır (Goldbart ve Caton, 2010: 24). Antik dönemde ulaklar yetiştirip haberlerin çabucak ulaştırılması için düzgün taş yollar yapan, birbirini anlamak ve kendini anlatmak için kil tabletlere yazı yazan insanlar, ilerleyen dönemlerde yazı yazmak için kağıdı bulmuş; sesi ve görüntüyü aktarmak için de akıllarını zorlamışlardır. Rönesans’ın getirdiği yenilenme ve ardından bilimsel buluşların neden olduğu gelişmelerle ortaya çıkan buluşlar, sesin ve görüntünün belirli zeminler üzerine kaydedilmesi ve sonra da izlenmesi yolunu açmıştır. Elektronik dalgaların keşfiyle de ses ve görüntü aktarımı olanaklı hale gelmiş, yüksek teknolojinin yolu açılmıştır (Winston, 2003: 182). Her teknolojik gelişmede insanların dünyası biraz daha genişlemiş, dünyalarına yeni kavramlar ve yaklaşımlar katılmıştır. 

Modern çağı tasarlayan ekonomi-politik stratejistleri, ekonomik altyapı, teknik olanaklar, kültür ve psikolojik eğilimleri birlikte düşünmüş, tüketime ve eğlenceye dayalı popüler kültürün içine modern çağın teknolojisini de yerleştirmişlerdir (Azarshahr vd., 2013: 79). 20. yüzyılın başlarında gelişen olaylar teknolojinin hızlı yol almasına neden olmuş, özellikle bilgisayarın geliştirilip her alanda kullanılmasıyla analog çalışan pek çok araç sayısal biçime dönüştürülmüştür. Bilgisayarla birlikte bilgi çağı da başlamış, bilginin akışı, erişimi ve alış verişi yoğunlaşmıştır. Pratik bilgisayarların ve akıllı telefonların yaygınlaşması sosyal medya olanağını da beraberinde getirmiş, tüm dünya hiç durmadan ve sınır tanımadan ileti paylaşmaya başlamıştır (Tully, 2003: 454). Bir yandan iletişim gereksinimi, diğer yandan eğlenme ve boş zaman geçirme gereksinimi, sosyal medyayı modern çağın en kullanışlı ve yaygın araçlarına dönüştürmüştür. 

Bilgisayar teknolojisiyle birlikte insanların yaşamına giren internet, insanların reseptörlerini geniş dünyalara açmış, güncel haberlerden teknik bilgilere kadar sayısız iletiyi aktarmıştır. İnternet ortamında gelişen sosyal medya ise insanların kişisel iletilerini paylaşma ve başkalarının iletilerini alma olanağı sağlamıştır. Hep daha fazlasını öğrenmek ve paylaşmak isteyen insan, sosyal medyayı tüm olanaklarıyla kullanmış, günlük veya genel öğrenme gereksinimini sosyal medya aracılığıyla gidermiştir (Turner, 2017: www.ox.ac.uk). Sosyal medya bir süre sonra kendi gereksinimini kendisi yaratmaya başlamış ve insanlar suya ihtiyaç duyar gibi sosyal medyaya gereksinim duymuşlardır. Sosyal medya bir anlamda tinsel ve kültürel gereksinim haline gelmiştir.

Toplum içinde yaşayan sağlıklı insanların temel gereksinimlerinden birisi, toplumsal örgütlenmelerin içinde uyumlu bir birey olmak, diğer bireylerle iletişim kurmak, sorunları paylaşmak, sorunların çözümüne ve gelişmeye katkıda bulunmaktır (Sharma vd., 2009, 211). Topluma uyum sağlayamamış ve toplum içinde bir konum elde edememiş insanlar sağlıksız bireyler olarak algılanmakta ve uyumsuz olarak nitelenmektedir (Tipps, 1973: 224). Topluma uyum sağlamak ve toplumsal yapıda etkin bir birey olmak için toplumsal örgütlenmelere katılmak ve etkinlikleri izlemek gerekmektedir. Modern çağda da toplumsal dinamikleri ve devinimleri izlemek ve izlenimlerini paylaşmak için modern çağın sağladığı en uygun ortam sosyal medyadır. Sosyal medya aracılığıyla toplumsal yapıyı ve etkinlikleri izlemek ve katılmak modern çağda bir gereksinime dönüşmüştür (Sawyer, 2011: 25). Sosyalmedya aracılığıyla toplumsal ortama katılmayanlar, toplumsal gündemi izlemeyip etkinliklere katılmayanlar kendilerini rahatsız hissetmektedir.

Sosyal medya, Abraham Maslow’un 1943 yılında yayınladığı A Theory of Human Motivation (İhtiyaçlar Hiyerarşisi) kapsamındaki fizyolojik ihtiyaçların dışındaki ait olma, sevgi ihtiyacı, saygı ihtiyacı ve kendini gerçekleştirme gibi ihtiyaçların çoğuna karşılık vermektedir (Maslow, 2954: 314). İnsanlar, bazen sosyal medyanın güvenirliğinden kaygı duysa da, sosyal medya olanakları aracılığıyla bir gruba ait olma, sayılma, sevilme, kendini ifade etme gibi ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılamakta veya öyle sanmaktadır (Rupak vd., 2013: 220). Sonuçta sosyal medya gerçekler kadar, düşlenen ve sanılan hayallerden oluşan bir dünya sunmaktadır.


Kaynaklar

  • Azarshahr, S. F. ve Motamadniya, A. ve Basiri, M. (2013). New Technologies in Modern Architecture and its Interaction with Traditional Architecture. Research Journal of Chemical and Environmental Sciences, 1 (3): 70-80.
  • Cereci, S. ve Özdemir, H. (2015). Medyanın Toplumsal Gelişimi: Medya Toplumları. The Journal of Academic Social Science Studies, 33: 1-10.
  • Goldbart, J. ve Caton, S. (2010). Communication and People with the most Complex Needs: What Works and Why This is Essential. London: Mencap.
  • Hallikainen, P. (2015). Why People Use Social Media Platforms: Exploring the Motivations and Consequences of Use. Business Information Systems, 9-17.
  • Maslow, A. (1954). Motivation and Personality. New York: Harper & Row,Publishers, Inc.
  • Rupak, R. ve Rawski, G. ve Johnson, B. ve Yang, J. (2013). Social Media User Satisfaction—Theory Development and Research Findings. Journal of Internet Commerce, 12 (2): 195-224.
  • Sawyer, R. (2011). The Impact of New Social Media on Intercultural Adaptation. Senior Honors Projects, Paper 242, http://digitalcommons.uri.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1230&context=srhonorsprog. 
  • Sharma, S. ve Sharma, J. ve Devi, A. (2009). Corporate Social Responsibility: the Key Role of Human Resource Management. Business Intelligence Journal, 2 (1): 205-213.
  • Tipps, D. C. (1973). Society for Comparative Studies in Society and History. Comparative Studies in Society and History, 15 (2): 199-226.
  • Tully, C. J. (2003). Growing Up in Technological Worlds: How Modern Technologies Shape the Everyday Lives of Young People. Bulletin of Science, Technology & Society, 23 (6): 444-456.
  • Turner, J. (2017). Social Media Impact. University of Oxford Digital Communications Office. https://www.ox.ac.uk/sites/files/oxford/Social%20Media%20Impact%20-%20Jessica%20Turner%20UAS.pdf. 27.12.2017.
  • Winston, B. (2003). Media Technology and Society a History: from the Telegraph to the Internet. New York: Routledge
YAZAR HAKKINDA
Prof. Dr. Sedat Cereci
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültesi
En Çok Okunanlar
Dergi