Sosyal medyanın, gerçekten bir iletişim aracı mı olduğu, yoksa ego tatmini aracı olup olmadığı sürekli tartışılmaktadır. Çok sayıda kişinin, sosyal ortamda kişisel paylaşımlar yapıp beğeni almaya çalışması bu savı desteklemektedir. Bazı görüşler, insanın sosyal bir varlık olması dolayısıyla, sosyal ortamda beğenilmek istemesini doğal karşılamaktadır. Hatta insanların beğenilmek için çaba harcaması gerektiğine de inanılmaktadır (Lindl ve Rudelt, 2018: 70). İnsanların, başkalarını etkilemek istemesi doğal bulunmakta ve her insanın doğasında bu dürtünün bulunduğu düşünülmektedir. Her insan, değişik yollarla diğer insanları etkilemek için bir çaba harcamaktadır (Müller, 2020: 83). Sosyal medya da bunun için en elverişli çağdaş araçtır.
Yüz yüze iletişimden çok sanal bir iletişimin kurulduğu ve insanların en saf halleriyle işlem yaptıkları sosyal medya, bütün duyguların da açığa çıktığı ve hiç sakınmadan duyguların paylaşıldığı ortamdır. Bu ortamda insan doğasının en vahşi duygularından en egoist yaklaşımlarına kadar her şey ortaya çıkmaktadır (Hudelist, 2019: 17). Facebook, Twitter gibi ortamların, tüm insanların algısı üzerinde artan bir etkisi olduğu bilinmektedir. Kişisel ve sosyal paylaşımlar aracılığıyla sosyal medyanın hedefe yönelik bir şekilde kullanılabilmesi mümkün olmaktadır (Mangold, 2012: 263). Pek çok kişi de kişisel hedeflerine ulaşabilmek için (art niyetli olanlar dahil) sosyal medyayı kullanmaktadır.
Tüm sosyal medya hizmetlerinin odak noktası, kendi kendini tanımalama ve internet üzerinden iletişim kurmaktır. Sosyal medya bir anlamda, kendini göstermenin, beğenilmenin, takdir edilmenin ve yanı sıra başkalarını eleştirerek, hatta protesto ederek tatmin olmanın aracıdır (Back ve Sauer, 2020: 49). Başta kişilik arayışı içinde olan gençler tarafından kendilerini kanıtlamak için sıkça kullanılan sosyal medya, bir biçimde gençlerin kişilik oluşumuna da katkıda bulunmaktadır. Toplumlar için de bir tür kendini kanıtlama aracı olan sosyal medya, gelişmiş ülkelerde daha az, gelişmemiş ülkelerde çok fazla kullanılmaktadır (Wahl ve Gerhold, 2021: 363). Bireyler gibi toplumlar da kendilerini kanıtlayıp ego tatmini sağlamak için sosyal medyadan yararlanmaktadır.
Sıradan bireylerin ego tatmini gereksinimini gidermek için sosyal medya kullanmaları gibi, büyük iş adamları, sanatçılar ve politikacılar da kendilerini güçlü ve otoriter hissetmek için sosyal medyada paylaşımlar yapmaktadır. Özellikle yasadışı yollarla iktidarı eline geçirmiş politikacılar, iktidarlarını legalleştirmek için sosyal medyayı her gün kullanarak taraftar toplamaya çalışmaktadır (Hilker, 2012: 187). Kendilerini iktidar sahibi hissetmek için sosyal medyaya başvuran politikacıların yanı sıra, fiziksel ve zihinsel engelliler için de bir iyi hissettirme aracı olan sosyal medya, engellilerin becerilerini veya düşüncelerini ortaya koyarak onlara tatmin sağlamakta, destek olmaktadır (Zapfel vd., 2020: 363). Engelliler de diğerleri gibi, kendilerini iyi hissetmek ve egolarını mutlu etmek için sosyal medyadan yararlanmaktadır (Adebahr, 2020: 97). Sosyal medya, hipermodern çağın en yaygın iletişim araçları olarak herkesi mutlu etmekte, her egoya tatmin sağlamaktadır.
Stres araştırmacısı Stevan Hobfoll’a göre sosyal medyada yapılan paylaşımlar ve alınan olumlu yorumlar stresin dağılmasında önemli rol oynamakta, sosyal medya bir tür stresle başa çıkma aracı olarak görülmektedir (Schümer ve Buchwald, 2012: 111). İhtiyaçlar hiyerarşisinde yer alan kendini gerçekleştirmenin temel araçları olan sosyal medya, kendini iyi hissetmenin de aracı haline gelmiş ve özellikle ego tatminiyle sosyal medya kullanan herkese kendini iyi hissettirmektedir (Simon vd., 2016: 375). Sosyal ağların, sosyal ilişkilere ve kişilerin psikolojilerine olumlu katkıları artık kanıtlanmaya başlamıştır (Klärner ve Holge, 2020: 78). Sosyal medya aracılığıyla ego tatmini savı da bu şekilde belgelenmiş olmaktadır.
Kaynaklar
- Adebahr, P. (2020). Negative Beziehungsaspekte und gesundheitliche Ungleichheiten. Soziale Netzwerke und gesundheitliche Ungleichheiten, Wiesbaden: Springer VS Wiesbaden, s. 87-107.
- Back, S. ve Sauer, F. (2020). Selfies, Sexting, Selbstdarstellung. Stuttgart: Landesanstalt für Kommunikation (LFK).
- Hilker, C. (2012). Erfolgreiche Social-Media-Strategien für die Zukunft. Wien: Linde Verlag Wien Gesellschaft m.b.H.
- Hudelist, A. (2019). Emotionale Herausforderungen durch Social Media. Medienpädagogik von und für Schülerinnen und Schüler. Medien-Impulse, 57 (4): 1-25.
- Klärner, A. ve Holge, H. (2020). Wirkmechanismen in sozialen Netzwerken. Soziale Netzwerke und gesundheitliche Ungleichheiten, Wiesbaden: Springer VS Wiesbaden, s. 65-86.
- Lindl, T. ve Rudelt, K. (2018). Auswirkungen sozialer Medien auf die Idenität. https://stiftung.wegvisor.de/wp-content/uploads/2018/09/Titus-Lindl-Studie-Auswirkungen-sozialer-Medien-auf-die-Identita%CC%88t.pdf, 10.11.2022.
- Mangold, T. (2012). Social Media im Nachhaltigkeitsmarkenmanagement Ein anwendungsorientiertes Modell. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Der Fakultät Wirtschaftswissenschaften der Leuphana Universität Lüneburg.
- Müller, L. (2020). Selbstinszenierung von Influencern auf Social Media im Zusammenhang mit der Identitätsbildung ihrer Follower. Yayımlanmamış Bitirme Tezi. Fakultät für Informations- und Kommunikationswissenschaften Technische Hochschule Köln.
- Schümer, A. M. ve Buchwald, P. (2012). Facebook als Copingstrategie - die Rolle des sozialen Netzwerkes bei der Stressbewältigung. Stress and Anxiety - Application to Economic Hardship, Occupational Demands, and Developmental Chal-lenges, Ed. Moore, K.A., Kaniasty, K., & Buchwald, P., erlin: Logos, s. 107-118.
- Simon, E. ve Buggert, S. ve Archu, P. (2016). Gemeinschaftliches Erleben und „Wir“-Gefühl durch Mediennutzung. Media Perspektiven, 7: 374-382.
- Wahl, S. ve Gerhold, L. (2021). Katastrophenkommunikation und soziale Medien im Bevölkerungsschutz. Bonn: Bundesamt für Bevölkerungsschutz und Katastrophenhilfe.
- Zapfel, S. ve Reims, N. ve Niehaus. M. (2020). Soziale Netzwerke und Behinderung – Zugang und Stabilisierung der Einbindung in den allgemeinen Arbeitsmarkt. Soziale Netzwerke und gesundheitliche Ungleichheiten, Wiesbaden: Springer VS Wiesbaden, s. 347-368.