The Matrix Resurrections, 1999 yılında başlayan ve kültürel farkındalığı yükselten bilim kurgu filmleri serisinin uzun zamandır beklenen son bölümü. Wachowski’lerin yarattıkları karakterleri anlatan, Wachowski, David Mitchell ve Aleksander Hemon’un yazdıkları senaryoyu, Wachowski yönetti. Neo ve Trinity rollerini, Keanu Reeves ile Carrie-Anne Moss oynadılar.
Orijinal film, o zamanın endüstriyel bilgisayar monitörlerine özgü yeşil koddan esinlenilen bir ton bindirme olan yeşil bir filtreyle çekildi. İki devam filmi gibi ilki de filme çekildi. The Matrix Resurrections için Wachowski, dijitalin çok yönlülük avantajlarından yararlanmak istedi.
Massaccesi şöyle konuştu: “Önemli görsel efektler sağlamamız gerektiğini biliyorduk, ancak Lana mümkün olduğu kadar çok kamerayla çekim yapmak istedi. Ayrıca, film çekme şeklini geliştirdi ve sette hikâyenin yaratılmasına daha fazla dahil olmak için çoğu zaman Steadicam kullanmayı tercih ediyor. Film makaralarını yeniden yüklemek için duraklamak, yaratıcı verimliliği geciktirir.”
Massaccesi, Cloud Atlas, Jupiter Ascending ve Sense8 dahil olmak üzere Wachowski projelerinde Toll için kameraman olarak çalıştı. The Matrix for Resurrections’ın çığır açan “bullet time” (kameranın ağırlaştırılmış hareket eden kurşun gibi bir nesnenin etrafında pan hareketi yaptığı görsel efekt) görsel efektini yeniden tasarlamak için yönetmenle işbirliği yaptılar.
Massaccesi sözlerine devam etti: “Resurrections filmine hazırlanırken, saniyede 120 kare çekim yapan 100 kameradan oluşan bir kamera grubu kullanmayı konuştuk. Testlerde RED’in RANGER HELIUM kamerasının yüksek kare hızlarını yakalamada en iyisi olduğunu gördük. Kamera güvenilirliği bir diğer önemli husustu ve ayrıca RED’i mükemmel kamera seçimi yapan düzinelerce kamera gövdesine ihtiyacımız olacaktı.”
Prodüksiyon geliştikçe, hacimsel çekime (volumetric capture: hedef konunun etrafında bir grup kamera kullanılarak gerçek zamanda üç boyutlu bir mekân boşluğu, nesne veya ortamı dijitalleştiren bir teknik) yönelik ilk planlar, hikâyeyi anlatmanın farklı yolları lehine değiştirildi. Sette belirli çekimler için 15 adet RED RANGER kamera gövdesi dizilimi kuruldu. Bunlar arasında, aynı karede gösterilen kamera dizisi tarafından yakalanan yüzünün birçok gölgeli perspektifiyle Trinity’nin çığlık attığı bir görüntüsü de var.
Filmin “bullet time” sahnesinin en muhteşem kabul edilen anında, iki oyuncu (Reeves ve Neil Patrick Harris) aynı karede farklı hızlarda hareket ediyor gibi görünüyorlar.
Massaccesi açıkladı: “Lana, bir aktörün süper hızlı ve diğerinin süper yavaş hareket etmesini ve yine de kare içerisinde birlikte etkileşim içinde olmalarını istedi. Bunun için bir çözüm bulmaya çalışmak bizim işimizdi ve daha da önemlisi, sahnenin bozulmadan normal şekilde çekilmesini sağlayacak bir çözüm.”
Bu isteğe karşı verdiğimiz yanıt, stereoskopik bir donatım kullanmaktı. Her bir RANGER’ı 3D çekiyormuş gibi paralaks (ıraklık açısı) içinde tutmak yerine, kameralar, biri 6K 120 fps ve diğeri 6K 8 fps kaydeden aynı görünümü çekecek şekilde hizalandı. Bu çekimler daha sonra 24 fps normal film hızında oynatılan 11 dakikalık bir sahne oluşturmak için post prodüksiyonda birleştirildi.
“Bu, sadece bir çekim yapmak için birkaç gün çalışmayı gerektiren bir kamera dizisi kullanarak pratik olarak elde edebileceğimiz bir şey olmakla kalmadı. Kurulum ayrıca oyunculara daha fazla hareket özgürlüğü de verdi. Birbirlerinin karşısında performans gösteremeyecekleri yeşil bir ekran üzerine kilitlenmediler. Lana için bu, her şeyi post prodüksiyonda işlemek zorunda kalmamak ve mümkün olduğunca çok şeyi kamerada yapmak anlamına geliyordu.”
Benzer şekilde, Wachowski yaratıcı ekibine filmin prodüksiyon tasarımına etkileşimli aydınlatma araçları ekleme görevini verdi. Bunlardan biri, filmdeki karakterlerin Matrix içerisinde yolculuk ettikleri portalları aydınlattı.
“Sette, filmde her etkinleştirildiğinde ve içinden bir karakter geçtiğinde parlaması için bir portal kapısının kenarına LED’ler yerleştirdik. Bu gerçek dünya tarzı aydınlatma, VFX’in tüm sahneyi gerçek hissettirmesine yardımcı oldu.”
Wachowski, filmin emin ellerde olduğunu biliyordu ve daha önceki filmleri boyunca da İtalyan ekiple zaten yakın bir çalışma ilişkisine sahipti. Sense8’de, film çekerken birlikte hareket etmeleri için yönetmeni Massaccesi’nin Steadicam’inin arkasına neredeyse fiziksel olarak bağladıkları bir teknik geliştirdiler. The Matrix Resurrections’ın yüzde 98’inden fazlasını bu yöntemi kullanarak filme aldılar.
Massaccesi, çekim sırasında sahnenin ışıklandırmasını gözle değerlendirmek için tüm deneyimini kullandı ve LUT’ları Steadicam’e bağlı küçük bir monitörden izleyebildi. Toll, orijinal filme uygun olarak, insan ve sentetik dünyayı ayırt etmek için filmde iki temel görünüm oluşturdu.
Toll ile Massaccesi, RED RANGER kameraları tamamlayıcı olarak, dublör çalışmaları ve ek çekimler için RED KOMODO sinema kameraları kullandılar.
RED ürünleri hakkında ayrıntılı bilgi için 0212 297 88 77 numaralı telefondan Provid’i arayabilirsiniz.