“Hikayeyi resimler ile anlatıyoruz, yani ekrandaki her bir piksel, izleyicide oluşacak duygu ve ifadeleri yönlendiriyor.”
Ekranda veya perdede gördüğümüz her görüntü için bu kamera harika, evet bizde de olsa böyle işler çıkarırız cümlesini eminim çok sıkça duyuyorsunuzdur. Tam da bu nokta da görüntü yönetmeni o kadar önemlidir ki..
Klasik bir anlatımla: görüntü yönetmeninin görevi yönetmenin kafasındaki görüntüyü perdeye yansıtmaktır. Ancak teknik o kadar gelişti ki, iş Color Grading aşamasına geldiğinde, kullandığımız yazılımlar sette ışıkla yaratılmak istenilen duyguyu oluşturmaya ya da ortaya çıkarmaya yardımcı oluyorlar. Yani artık bir colorist en az görüntü yönetmeni kadar bitmiş işten sorumlu oluyor. Çok iddialı bir söylem olduğunun farkındayım. Renk düzenleme sonrasında inanılmaz hale gelen görüntüler gördüm. Ancak yine de bizim yaptığımız zaten var olan görüntü üzerinde çalışmaktır. Ama nasıl?
Çekimler sonrasında montaj bittikten sonra Color Correction ve Color Grade yapılır. Tüm bu işlemlerin yapılabileceği araçlar günümüzde hemen hemen tüm editing programlarında bulunmaktadır, yoksa bile plug-in’ler marifeti ile kullandığınız programa entegre edilebilir. Her ne kadar birbirine yakın gibi görünse de Color Correction ve Color Grade işlemleri birbirlerinden farklıdır.
Color Correction
Color Correction denildiğinde aklınıza herhangi bir görüntünün belirli teknik standartlar içerisine getirilmesi gelmelidir. Bu aşamada siyahların siyah, beyazların ise olması gerektiği gibi beyaz olması sağlanır. Bu değerler waveform aracılığı ile gözlemlenerek yapılır.Gözümüz, ortamda bulunan ışık hangi özelliklerde olursa olsun, beyazı beyaz gibi ve siyahı da siyah gibi görmeye programlıdır. Fakat video kameralar insan gözündeki bu özelliğe sahip değillerdir. Düzgün bir çekim yapılmadığı zaman,(kameradaki white balance ayarları düzgün yapılmaz ise) post prodüksiyonda izlediğimiz görüntüler ekranda daha mavi veya daha turuncu görünür. Outdoor/Daylight çekim yaptığımızı farz edelim, kameramızı daylight,5600K'e getirsek bile, zamanla güneşin konumu, renk ısısı değişecek ve belirli zaman aralığında çektiğimiz görüntüler arasında farklılıklar oluşacaktır.
“Color Correction’un amacı tüm görüntüleri belirli standarda getirmektir.”
İlk aşama; Primary Color Correction
Primary Color Correction, kullanılan programın; R (kırmızı), G (yeşil), B (mavi), Gama (orta ton) ve yoğunluklar üzerindeki denetimleri kullanarak yapılır, gölgede kalan alanlar (siyahlar) ve beyazların olması gereken değerlere getirilmesi sağlanır. Saturation/Doygunluk ayarını da kullanarak renk yoğunluğunu değiştirmek mümkündür. Yüksek ya da düşük olan kanalları eşitler ve resmin genel beyaz dengesini yaparsınız.
İkinci aşama; Secondary Color Correction
Secondary Color Correction ‘un mantığı aslında çok basittir. Bu konu Color Grade ile ilişkilidir diyenler çıkabilir. Açıkçası bende yazarken kararsızım. Görüntüde yer alan belli özelliklere sahip bir alanın, (kroma, doygunluk, parlaklık ve sadece sarılar, magenta, maviler, yeşiller veya kırmızı alanlar)özellikleri seçilerek (bu işlem kullanmakta olduğumuz programın marifetidir ve bir renk düzenleme yazılımının diğerinden daha iyi ve pratik olmasının ölçüsüdür.), tıpkı Primary Color Correction’da yapıldığı gibi olması veya istenilen değerlere getirilmesidir. Seçili alanlar dışındaki alanlar yapılan renk düzenlenmesinden etkilenmezler. Vektör veya Photoshop gibi programlardan aşina olduğunuz matte veya mask’ler, geometrik şekiller vs. de görüntüdeki belirli bölümlerin izole edilip düzenlemesinde etkili olurlar. Seçili olan alan veya seçilinin dışın da kalan alanlar şeklinde ayarlamalar yapılabilir. Örneğin hemen hemen her görüntüde kullanılan vignette etkisi basit bir daire vektörü yardımı ile yapılmaktadır. Daireyi ayarlayın, kenarlarını yumuşatın ve dışarda kalan alanların gammasını biraz kısın.
Color Grade
Tamamen estetik ve duygusal olarak Color Correction yapılan bir görüntüyü bir adım daha ileri giderek nasıl daha etkili hale getiririz? Hikayemizi daha sıcak hale getirebilir miyiz? Veya görüntümüzü puslu bir günmüş gibi gösterebilir miyiz? ya da daha ileri giderek gündüz çekilen bir görüntüyü geceymiş gibi gösterebilir miyiz?
Cevabı basit: Color Grading ile evet! Psikolojik olarak her rengin bize hissettirdiği duygular vardır. Görüntüde renklerden oluştuğuna göre bu renkleri istediğimiz gibi düzenleyerek istediğimiz duyguyu verebilmek mümkündür. Evet, coloristler yıllardır bunu yapıyorlar. Ancak Color Grading aşamasında standartlar değil yaratıcılık devreye giriyor. (Sanatkar/Zanaatkar ayrımı gibi) Görüntünüz izlenirken izleyiciye nasıl bir duygu hissettirmek istiyoruz?
Eğer güneşli bir hava izlenimi istiyorsak renkleri spekttrumun kırmız/turuncu alanlarına biraz daha itip bunu sağlayabiliriz. Ya da tam tersi soğuk bir hava istenseydi renklerin yelpazenin mavi alanlarına itilmesi ile bu sağlanabilirdi.
“Color Grading görüntüye bir anlamda ruh katar. Hikayemizi daha etkili hale getirir.” (Hollywood’da stardart hale gelen ve sıkça kullanılan Teal&Orange’ni inceleyin).
Kullandığınız programdaki araçları kullanarak Color Correction/Grade yapabilirsiniz. Hangi programı kullandığınız çok da önemli değil. Unutmayın en iyi program en iyi bildiğiniz programdır. İyi bir Color Correction yapabilirsiniz, ancak Color Grade’de herşey birbirine karışabilir, ancak her şeyi denemekten de sakın korkmayın. Elinizi korkak alıştırmayın.
Renk düzenleme ile ilgili sorularınız varsa veya renk düzenleme hizmetlerim hakkında bilgi almak isterseniz aşağıdaki bağlantıları kullanabilirsiniz.
Önümüzdeki ay görüşmek üzere.