Reklamı Kapat
Anasayfa > Makaleler > Sony FX6 ve FX3 Kameralarla İzlanda’da Yanardağ Çekimi
Sony FX6 ve FX3 Kameralarla İzlanda’da Yanardağ Çekimi
17.09.2021 14:27

Bir görüntü yönetmeni, yapımcı ve eğitimci olan Alister Chapman, teknoloji, kamera ve görüntüyle ilgili her şey hakkında bilgi sahibi biri. Chapman, Sony FX kameralarla gerçekleştirdiği zorlu yanardağ çekimini anlattı:

İzlanda’da depremin etkisiyle Geldingadalir dağının yüzeyinde açılan 640 metre uzunluğundaki yarıktan dışarı, yeryüzünün derinliklerinden yukarı çıkan lavlar akmaya başladı. Birkaç hafta içinde yeni yarıklar açıldı, öncekiler kapandı ve sonra bir noktada koni şeklinde küçük bir volkanik dağ oluşmaya başladı.

Oluşan yanardağa ulaşmak son derece zordu ve uzun bir yürüyüş ve ardından gevşek kayalık ve çakılların üzerinde tırmanış gerekiyordu. Bu nedenle bir sırt çantasına sığacak, ama istediğim görüntü kalitesini verecek bir kamera takımı bir araya getirmem gerekiyordu.

Biraz farklı yeteneklere sahip oldukları için hem FX6 hem de FX3 kameramı yanıma almaya karar verdim. Planım tırmanırken FX6 ile başlayıp, sonra FX3 ile devam etmekti. Lens olarak Sony 200-600mm GM ve bazılarının tuhaf bir seçim olduğunu düşüneceği Sony 24-240mm G lens aldım. Bunların ikisi de hızlı lensler değil, ama İzlanda’da çekim yapacağım dönemde 24 saat günışığı var. Ödünç aldığım bir Atomos Ninja V+ bana FX6 kamerayla 120fps 4K raw çekim yapma imkânı verecekti. Ayrıca bir DJI Mavic Mini drone, takımın son parçası olarak da hayat kurtaran bir Sony Xperia PRO cep telefonu aldım.”

Birinci gün

İlk gün art arda yağmur, rüzgâr, kar ve dolunun ardından lavlardan çok miktarda buhar yükseldi ve sis oluştu ve yanardağın görünümünü engelledi. Bir süre sonra sis bitti ve kamerayı çıkarıp Camrade yağmurluğun içine yerleştirdim. 200-600mm lens sayesinde oldukça iyi çekimler yapabildim, ama lav yatağının üzerindeki ısının pusu görüntüyü yumuşattı ve bozdu. Daha yakına gitmem gerekti ama buna değdi.

Yanardağın ağzından 800 metre civarı mesafeye kadar yaklaştığım yerde her patlamada ısıyı yüzümde hissettim, ardışık lav nehirlerinin uğultularını duydum. Buradan Sony 200-600mm ve 24-240 lensleri kullanarak, FX6 kamerayla çekim yaptım. S-Log3 kullanmam bana mümkün olan en geniş enlem açısını verdi. Çekimlerin çoğunu 120fps kare hızında yaptım. Saniyede 60 kareye kadar hızlarda XAVC-I kodek ve v90 SD kartlar, 120fps malzemeler için ise CFexpress Type A kartlar kullandım. Hava yine işleri berbat etmek için elinden geleni yaptı; çok rüzgârlıydı ve sık sık yağmur ve dolu yağdı. Çok hafif bir tripodum vardı. Normalde 200-600 lens için daha büyük bir tripod kullanırdım, ama uzun tırmanış nedeniyle küçük ve hafif bir tane seçtim. Neyse ki bu lenslerin optik görüntü sabitleme yetenekleri çok iyi.

Bu noktadan birçok patlama çektikten sonra her şeyi çantama toplayıp başka bir açı için lav yatağının batısına doğru yaklaşık iki buçuk kilometre kadar gittim. Burada FX6 ile ProRes Raw çekmek için Atomos Ninja V+ kullanmaya karar verdim. Ninja V+ 120fps kare hızında 4K çözünürlükte ProRes Raw çekebildiği için, bana çok yüksek kaliteli, renkleri derecelendirilebilecek çekimler sağladı. Her şeye enerji vermek için D-Tap çıkışları olan bir Mini Paglink batarya kullandım.

Sandviçimi yiyeli epey zaman geçtikten sonra acıkıp arabaya başka bir yönden dönmeye karar verdim, fakat bu bir hataydı! Dağ platosunun tepesinden aşağı doğru yürürken yerin taze volkanik kayalarla kaplı olduğunu gördüm. Tephra adlı bu kaya son derece hafif ve hava delikleriyle dolu. Ayaklarımın altında parçalanacak kadar da kırılgan.

Aşağı inmeye başladığımda yerel arama-kurtarma ekiplerinin yerleştirdikleri bir ipin yarığın içine gittiğini gördüm. Zemindeki tephra ve diğer gevşek ve ufalanan kayalar, aşağı iniş yolunun çok kaygan ve dik olacağı anlamına geliyordu. Neyse ki tutunup 60 metre civarı derinlikteki dibe kaymamı engelleyecek kadar ip duruyordu. Her biri zorlu adımlarla yavaş yavaş bir saatte aşağı indim. İndiğimde gerçekten yorulmuştum ama hala daha gevşek kayalar üzerinde yürümem gereken 2.5 kilometre yolum daha vardı.

Sonunda arabaya vardığımda tam anlamıyla bitmiştim. Ağır sırt çantasını çıkarmak, rahat otomobil koltuğuna oturmak rahatlattı. Ama planladığım iki yanardağ yolculuğum daha vardı.

İkinci gün

İlk gün volkana götürdüğüm donanımın miktarından zorluk çekmiştim, ikinci yürüyüşe daha az şey almaya karar verdim. Bu kez FX3 kamerayı alıp, dağın tepesine çıktığım rotanın aynısını takip etmeye karar verdim. İlk lav yatağına ulaştığımda önceki güne göre çok değiştiğini fark ettim. Lav yatağının yüzü çok daha yüksekti; 5-6 metre yükseklikte kuleler oluşmuştu. İlk bakışta yekpare siyah kaya gibi görünüyorlardı. Ama aslında erimiş bir lav gölünün üzerindeki sert kaya tabakası idiler. Lav yatağının kenarları boyunca çatlaklar ve yarıkların içine bakıp yanmakta olan lavları gördüm. Her şey ağır hareket ediyordu. Her türlü ses, en çok da parçalanmakta olan porselen sesi geliyordu. Gaz kaçakları, çatlamalar, uğultular ve patlamalar oluyordu.

Yine ana yanardağın kraterine doğrudan bakan bir nokta buldum. FX3 120FPS 4K da çekebiliyordu ve bir kez daha S-Log3 kullanarak çekim yapmaya karar verdim. FX3’ün iki temel ISO değerinden alçak olanında kalarak kameranın tüm dinamik aralığını koruyacağımı biliyordum. Pozlamayı değerlendirmeme yardımcı olması için kullandığım vizörün Gamma Display Assist işlevi, bir Rec-709 LUT gibi ama sadece ekran için LCD üzerinde hoş, normal görünen bir kontrastlık izlemeye imkân veriyor. Bu işlevi kullanırsanız zebraları S-Log3’e uygun olacak şekilde ayarlamanız gerekiyor. Örneğin yüzler ve cilt tonları %51 civarında olmalı.

Cebimde Xperia Pro telefon vardı ve dahili HDMI port yoluyla FX3’e takarak kendime çok daha geniş bir monitör yarattım. Bu telefonun en iyi özelliklerinden birisi, görüntüyü büyütmek için dokunmatik ekrana hızla ve kolayca müdahale edebilmeniz. Telefon, kamera takımınıza fazladan yük eklemeden harika bir monitör işlevi görüyor.

Çoğu çekimde Sony 24-240mm zoom lensi kullandım. Bu lensi çok kullanışlı buluyorum. Bu tip geniş açılı zoom’lar için optik olarak gerçekten iyi bir görüntü üretiyor. Küçük boyutlu, çok ağır değil, iyi bir dahili görüntü sabitleme işlevi var ve ağırlık ve hacmin gerçekten önemli olduğu bu tip çekimler için tek lenste bu denli geniş bir odak aralığına sahip olmak çok kullanışlı.

Üçüncü gün

Üçüncü günün sabahında, eve dönüş uçuşum için COVID PCR testi yaptırmak zorundaydım. Son derece de bitkindim. Ama hava daha iyi ve sıcaktı, bence en önemlisi de rüzgâr hafiflemişti. Bu nedenle ertesi gün sabah erkenden yapacağım uçuştan önce her şeyi hazırlamak için otele dönmeden önce yanıma sadece drone alıp havadan çekim yapmaya karar verdim.

Tırmanıp tepeye ulaşınca daha önce gördüğümden çok daha fazla kişi olduğunu fark edince bir bakmaya gittim. Yine her şey değişmişti. Lav yatağının ön ucu boyunca akan parlak turuncu renkte erimiş lav nehirleri vardı ama kameram maalesef yanımda değildi. Ancak Xperia PRO telefonumda üç adet iyi kamera vardı. Telefonla birlikte verilen Cinema Pro uygulamasını kullanarak Sony s709 LUT ile aynı görünen görüntüler çekebilirsiniz. Lavları iyi bir kalitede çekebildim.

En büyük sorun, lavlardan gelen yoğun ısı idi. Bir şeyler erimeden yanına yaklaşamıyordunuz. Cayır cayır yanmakta olan tomrukların hemen önünde durduğunuzu düşünün, lavlardan 60 metre mesafede dururken yüzünüzde hissettiğiniz öyle bir ısı. Lavları en iyi çekebildiğim an, drone’u uçurmanın zamanı gelmişti. Patlayan volkanın üzerinde 4 veya 5 drone uçuşundan sonra pilin enerjisi bitti ve son kez aşağı inmenin vakti gelmişti.

Bu aslında herkesin yanardağa çok yaklaşabildiği son gündü. Lav yatakları sürekli genişleyip derinleştikçe, yanardağa çıkan yolların çoğu lavla kaplanıyordu. Sonraki iki gün içinde benim kullandığım yolların çoğu lavla kaplandı. 10 gün sonra ise artık yanardağın bazı kısımlarına erişim imkânsız hale geldi.

İzlanda ve yanardağa ikinci bir seyahate hazırlanıyorum. İlk gidişimden bu yana çok şey değişti ve gidip yeniden bakmak istiyorum. Önceki kadar yaklaşamayacağımı biliyorum, ama o kadar inanılmaz bir manzara ki, tekrar belgelemek istiyorum. Lav yatakları genişlemeye devam ettiği için ana çıkış yolu çok yakında kapanabilir. Bu gelecek seyahatim için neredeyse tamamen aynı donanımı yanıma alacağım. İyi iş çıkarıyor.


www.sony.com.tr/pro/hub/home

En Çok Okunanlar
Dergi