Türkiye’nin araba kovalamaca sahnelerine sahip ilk filmi olan “ANKA”, MGX Studio’dan otomobil içindeki sahneleri disguise Extended Reality (xR) çözümünü kullanarak çekmesini istediğinde, sanal prodüksiyonun avantajlarını keşfetti.
Prodüksiyon ekibi, hangarları, garajları, limanları ve otomobilin iç sahnelerinin arka planı için İstanbul’un en işlek caddelerinden biri de dahil olmak üzere diğer dış mekânları çekim için durdurup kapatmak yerine, sahneleri disguise vx 1 ve vx 2 medya sunucuları tarafından desteklenen MGX Studio’nun LED volume sanal ortamda çekmek şeklinde daha verimli, güvenli, hızlı ve rahat bir seçeneği tercih etti. Mekân, Türkiye’nin ilk sanal prodüksiyon stüdyosu olup, Netflix ve ödüllü Türk prodüksiyon şirketi Autonomy ile projeler de dahil olmak üzere bir dizi yüksek profilli prodüksiyona imza attı.
Sony VENICE dijital sinema kamerası kullanan MGX Studio, havadan çekim (fotogrametri) yaptı ve otomobilin iç mekân sekansları için gerekli tüm mekânların arka plan çekimlerini (plate shot) gerçekleştirdi. Daha sonra mekânların 3D kopyalarını oluşturdular, bunları günün saatine uygun aydınlatma ve doku ile Unreal Engine’de sahnelere dönüştürdüler ve arka plan çekimlerini stüdyonun LED video ekranına yerleştirdiler.
MGX Studio Sanal Prodüksiyon Operasyonları Koordinatörü Mete Mümtaz şunları söyledi: “Türkiye’nin ilk araba kovalamaca aksiyonunun bazı araç sahnelerinin sanal prodüksiyonla MGX Studio’da çekilmesi bizim için büyük bir gurur kaynağı oldu. Görüntü içeriği için disguise’in avantajlarından yararlanmak, video eşleştirip yerleştirme ve içerik kontrolü açısından çok olumlu bir deneyim oldu.”
MGX, proje için bir adet disguise vx 1 ve üç de disguise vx 2 medya sunucusu kurdu; bu, ekibin video içeriğini yönetip değiştirmesine, biçimlendirmesine ve prodüksiyon devam ederken LED video ekranına eşleştirip yerleştirmesine imkân verdi.
Yönetmen Süleyman Mert Özdemir ve Görüntü Yönetmenleri Mehmet Başbaran ile Eyüp Boz, arka plan çekimlerini LED video ekranına yerleştirmeyi ve daha sinematik ve gerçekçi göründükleri için stüdyoda sabit duran araba iç mekânlarını çekmeyi tercih ettiler. Görüntü yönetmenleri aracın dışındaki ambiyansı ve mekânları görebildiler ve oyuncular çevre ile daha iyi etkileşime girebilirken buna göre çekim açıları planlayabilirler.
MGX ekibi, verilen kısa bir zaman diliminde çekim yerinde fotogrametri ve video kaydı yakalamanın ve birden fazla konumun 3D kopyalarını oluşturmanın zorluğuyla karşılaştı. Detaylı planlama, stüdyoda sanal prodüksiyonun tek bir günde tamamlanmasını sağladı.
Disguise’in destek ekibinin yardımıyla MGX ekibi, prodüksiyonun üzerinde bazı yenilikçi deneysel çalışmalar da yaptı. Filmin açık havadaki kısımları Zeiss Master Anamorfik lenslerle çekildiğinden, MGX bir anamorfik lens seti ile disguise üzerinde uzamsal kalibrasyon yapmak zorunda kaldı ve böylece lensleri ilk kez disguise sistemine sorunsuz bir şekilde entegre etmiş oldu.
Mümtaz, “Anamorfik lenslerin disguise sistemine hatasız ve prodüksiyona hazır bir şekilde entegre edilmesi sürecinde, disguise ekibi hem bilgilendirdi hem de yanımızda oldu” dedi.
Sanal prodüksiyon çekimi ayrıca bir Unilumin Upad III LED video ekranı, Brompton Tessera SX40 görüntü işleme donanımı ve Mo-Sys StarTracker kamera takip sistemi ile desteklendi.MGX Studio, “ANKA” filminin sanal prodüksiyon sahnelerini hiçbir teknik zorluk yaşamadan teslim etti. Şirketin daha önce Türkiye’de çığır açan sanal yapım projeleri, “ANKA”nın sanal prodüksiyondan faydalanacağı konusunda onlara güven verdi ve bu süreç film için zamandan tasarruf, güvenlik, verimlilik, sinematik kalite ve konfor açısından olumlu bir sonuç verdi.