Siyasal gücün bir tek kişinin elinde bulunduğu ve yönetimin genellikle kalıt yoluyla aile bireylerine geçtiği devlet biçimi olarak tanımlanan monarşi, modern çağla birlikte diğer kavramlar gibi anlam değiştirmiş, modern çağı tasarlayanların kullandığı araçların erkine dönüşmüştür (Kneuer ve Demmelhuber, 2012: 37). Sosyal medya, modern çağın en popüler araçlarıdır ve modernizmin yapay geriliminden bunalan insanları rahatlatmak ve eğlendirmek için üretilmiştir.
Modern çağın stratejistleri yeni bir çağ tasarlamış ve dünyayı yönetmek için yeni medyayı üretmişlerdir. Yeni medyanın en çekici ve etkili araçları olan sosyal medya tüm dünyaya yayılmış ve herkesi denetim altına almıştır (Gronau, 2009: 347). Tüketim kültürünün başlıca cazibesi olan eğlenceli ürünler tüm insanları kendine çekmiş ve bağımlı hale getirmiştir. Sosyal medya dünyayı yöneten bir monarka dönüşmüştür (Hohlfeld und Godulla, 2015: 28). İnsanların çoğunun günlük yaşamdan sosyal medyadan vazgeçememeleri kaygı verici bulunmaktadır.
Herkesin maske ile dolaştığı ve her şeye makyaj yapılan modern çağın başlıca sömürü araçları olan medya, teknolojinin yardımıyla sosyal ağlarını kurmuş ve sosyal medya ile herkesi kendisine bağlamıştır (Castells, 2010: 492). Geleneksel değerlerin yaşamı yönlendirdiği çağ geride kalırken, geleneksel medya da önemini yitirmiş, daha çekici ve eğlenceli olan modern medya her yana yayılmıştır. Modern çağı tasarlayanlar tam da bunu istemişlerdir (Teece, 2010: 177). Sosyal medya, modern, siyasi, sistematik bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
İnsanların haberleşme ve eğlence gereksinimleri karşılayan sosyal medya, tüm küreyi saran bir ağ bütünü olarak çalışmaktadır. İnsanlar benliklerini doyurmak için de sosyal medya kullanmaktadır. Sosyal medya, beğeni için çok fazla olanak sağlamaktadır. İnsanlar, toplum içinde bulamadıkları beğeniyi sosyal medyada aramaktadır (Butz, 2015: 1). Sosyal medya, bir tür tatmin ortamıdır. Sosyal ortamda yeterli biçimde tatmin olamayan kişiler çoğunlukla sosyal medyaya yönelmektedir (Tippelt ve Kupferschmitt, 2015: 449). Sosyal medya, modern çağda en etkili cazibe olarak ortaya çıkmaktadır.
Modern çağda hemen herkes sosyal medya kullanmaktadır. Ancak herkesin sosyal medyayı doğru kullandığını söylemek olası değildir. Doğru kavramı göreceli olmakla birlikte, genel insancıl değerler doğruları belirlemektedir. Sosyal medya iletişim amacıyla kullanılmaktadır, ancak bazen ahlak dışı veya insancıl olmayan paylaşımlar yapılmaktadır (Hölig ve Hasebrink, 2016: 547). Geleneksel medya çok nadiren ahlaksızca ve vahşice yayınlar yapmıştır. Değerleri önemseyen geleneksel medya, ciddi özdenetim uygulamıştır (Raski, 2015: 254). Bu anlamda geleneksel medya sosyal medyadan ayrılmaktadır.
Gazeteler, dergiler, radyo ve televizyon geleneksel medya olarak adlandırılır (Kübler, 2003: 14). Geleneksel medya, farklı bir dönemin araçlarıdır. O dönemde insanlar paradan daha çok düşünceye önem vermiştir. İnsani değerler felsefe kadar önemsenmiştir (Kertscher, 2015: 21). Toplumsal yapının temelini manevi değerler oluşturmuştur. İnsan olan herkese saygı duyulmuş, etnik kültürler korunmuştur (Karmasin und Litschka, 2017: 377). İki kere büyük dünya savaşı yaşayan dünya, büyük acılardan sonra insancıl değerlere yönelmiştir. Geleneksel medya da o dönemde insancıl değerleri yansıtmıştır (Rüdiger, 2017: 11). Dünyanın geleceğini planlayan stratejistler her dönem için özel projeler üretmişlerdir.
Geleneksel medya, daha az eğlence unsuru kullanmıştır. Gazeteler siyah beyaz ve az fotoğraflıdır. Radyoda söz programları da yayınlanmaktadır. Televizyon yayınlarında ahlaki değerler gözetilmektedir (Rohs und Hofhues, 2018: 73). Genel olarak siyasetçiler ve işadamları da ahlaka saygı duymaktadır. O dönemde ulusal ve ahlaki kaygılar önemsenmiştir. Sosyal bütünün için de medya da insancıl değerleri dikkate almıştır (Ammerer, 2016: 21). Geleneksel medyanın yaygın olduğu dönem, geleneksel değerlerin de geçerli olduğu dönemdir.
Geleneksel medya hükümetlere daha mesafeli çalışmış, çıkarları için ilkelerinden ödün vermemiştir. Hiyerarşi içinde çalışan geleneksel medya, hukuka ve ahlaka dayalı ilkeleriyle karakter sahibi olmuştur (Buckens, 2017: 141). Geleneksel medya zaman zaman maddi zorluklar da yaşamasına rağmen, ahlaki ve insancıl değerlerden ödün vermemiştir. Geleneksel değerlerin egemen olduğu yıllarda insanlar daha mütevazı koşullarda yaşamış, medya da iletilerini abartmadan aktarmıştır. Abartı, modern çağın unsurudur (Nolda, 2009: 7). Geleneklerin terkedilmesiyle gösterişli abartı artmış, iletilerin gerçekliği kuşkulu hale gelmiştir.
Modern çağın kurucuları dünyayı sayısal ağlarla örmüş ve insanları ağlarla bağlamıştır. Sayısal teknoloji, tüm insanların yaşamlarına girmiş, onların işlerini kolaylaştırmış gibi görünürken insanları yönetmeye başlamıştır. Dünyada yaklaşık 5 milyar kişi mobil telefon kullanmaktadır (statista.com, 2017), yaklaşık 2.1 milyar kişi Facebook Messenger’dan yararlanmaktadır. Dünya genelinde 3.7 milyar kişi mail adresi kullanırken, 4 milyar kişi internetten yararlanmaktadır (Cereci, 2018: 131). Dünyadaki hemen herkes sosyal medyanın cazibesine kapılmıştır.
İnsanlar modern çağla birlikte gelenekleri ve geleneksel araçları geride bırakmışlardır. Geleneksel mimari, geleneksel giysiler, geleneksel törenler ve diğerleri unutulmaya terkedilmiştir. Modern çağın cazibeleriyle birlikte, insanlar daha az kitap ve gazete okumaya, daha az sohbet etmeye başlamıştır. Modern çağ, insanlara çok daha eğlenceli, belki de gereksiz olanaklar sunmuştur (Nave-Herz, 2003: 193). Sayısal teknolojinin cazibeli olanakları, bütün analog sistemleri unutturmuştur.
Sosyal medya, insanlara bilmedikleri dünyalardan bilgiler sağlamakta, sayısız haber getirmektedir. Ancak sosyal medya en çok, eş anlı haberleşmeyi sağlamaktadır. İnsanlar, sosyal medya aracılığıyla her an her yerde iletişim kurabilmektedir. Bu, teknoloji tarihinde büyük bir devrimdir (Leiner, 2012: 121). Sosyal medya, insanların yaşam biçemlerini, alışkanlıklarını ve yaklaşımlarını değiştirmiştir.
Geleneksel medyanın saf ve masum karakterine karşılık, modern sosyal medya daha gizli emeller üzerine tasarlanmıştır. Geleneksel medya, haber verme ve bilgi aktarma amacıyla çalışmıştır. Modern çağda boş zaman artmıştır ve insanlar daha çok eğlenmeye başlamıştır. Sosyal medya da boş zaman geçirmenin temel araçlarıdır. Görkemli eğlencelerle insanları kendine çekmektedir. Geleneksel medyanın ciddi ve ağırbaşlı yaklaşımı artık yoktur. Sosyal medya ise insanları denetim altına alma ve yönetme amacıyla işlemektedir.
Kaynaklar
-
Ammerer, H. (2016). Zum demokratiebildenden Umgang mit Werten, Normen und Gesetzen in jungen Lernaltern. Informationen zur Politischen Bildung, 39: 16-25.
-
Buckens, T. (2017). Belgien in der Deutschen Presse: Ein‚ Failed State’? Eine Framing-Studie von Belgien in der Berichterstattung nach den Terroristischen Anschlägen in Paris und Brüssel. Gent: Universiteit Gent.
-
Butz, R. (2015). Social Media – Fluch oder Segen? Informatik, 4: 1-2.
-
Castells, M. (2010). The Rise of the Network Society. 2. Baskı. Suusex: Blackwell Publishing.
-
Cereci, S. (2018). Sosyal Medya ve Yalan Dünya. Broadcasterinfo, 158: 130-131.
-
Gronau, N. (2009). Anwendungen und Systeme für das Wissensmanagement: Ein Aktueller Unberblick. Berlin: Verlag.
-
Hohlfeld, R. und Godulla, A. (2015). Das Phänomen der Sozialen Medien. Berlin: Springer.
-
Hölig, V. S. ve Hasebrink, U. (2016). Nachrichtennutzung über soziale Medien im internationalen Vergleich. Media Perspektiven, 11: 534-548.
-
Karmasin, M. ve Litschka, M. (2017). Medienethik als Wirtschaftsethik medialer Kommunikation? Möglichkeiten und Grenzen der Integration zweier aktueller Bereichsethiken. Karlsruhe: KIT Scientific Publishing.
-
Kerres, M. und Preußler, A. (2017). Soziale Medien und Web 2.0 Möglichkeiten für die Erwachsenenbildung. Die Magazin Thema Forum, II: 28-30.
-
Kertscher, J. (2015). Die Unterscheidung zwischen Tatsachen und Werten im Lichte eines undogmatischen Naturalismus. Ethik und Gesellschaft, 1: 1-26.
-
Kneuer, M. ve Demmelhuber, T. (2012). Die Bedeutung Neuer Medien für die Demokratieentwicklung. Printquelle: Medien und Politik, 35: 30.38.
-
Kübler, Hans-Dieter (2003). Medien- und Massenkommunikation: Begriffe und Modelle. http://lmz-bw.de/fileadmin/user_upload/Medienbildung_MCO/fileadmin/bibliothek/kuebler_begriffe/kuebler_begriffe.pdf. 29.06.2018.
-
Leiner, D. J. (2012). Der Nutzen sozialer Online-Netzwerke. Aufwachsen in sozialen Netzwerken. Chancen und Gefahren von Netzgemeinschaften aus medienpsychologischer und medienpädagogischer Perspektive, Chapter: Der Nutzen sozialer Online-Netzwerke, Publisher: Kopaed, Editors: Ulrich Dittler, Michael Hoyer, 111–128.
-
Looser, D. (2011). Soziale Beziehungen und Leistungsmotivation. Bewertungen: Budrich UniPress Ltd.
-
Nave-Herz, R. (2003). Familie zwischen Tradition und Moderne. Oldenburg: Bibliotheks- und Informationssystem der Universität Oldenburg.
-
Nolda, S. (2009). Eine Frage der Macht Populäre Medien und Erwachsenenbildung. Ausgabe, 6: 1-10.
-
Raski, B. (2015). Selbstregulation und Selbstmanagement im Lernprozess nicht-traditionell Studierender. Hagen: FernUniversität.
-
Rohs, M. S. ve Hofhues, S. (2018). Zurück in die Zukunft Anforderungen an Medienbildung in der Aus-und Weiterbildung von Lehrpersonen am Beispiel eines Praxis-und Entwicklungsprojekts. MedienPädagogik, 31: 58–77.
-
Rüdiger, T. G. (2017). Soziale Medien - Anbruch Eines Neuen Zeitalters Polizeilicher Arbeit? Der Kriminalist, 1-2: 2-12.
-
Sassenberg, K. und Kimmerle, J. und Utz, S. und Cress, U. (2017). Soziale Beziehungen und Gruppen im Internet. Enzyklopädie der Psychologie. Serie VI: Sozialpsychologie, Chapter: Soziale Beziehungen und Gruppen im Internet, Redakteure: H.W. Bierhoff, D. Frey, Göttingen: Hogrefe, Statista (2017). https://www.statista.com/topics/1164/social-networks/, 1-32.
-
Schneider, Y. und Zenhäuser, P. (2017). Struktur der Medienmärkte bei vollständig digitalem Konsum. Polynomics, 13: 1-57.
-
Statista (2017). https://www.statista.com/topics/1164/social-networks/. 09.07.2018.
-
Teece, D. J. (2010). Business Models, Business Strategy and Innovation. Long Range Planning, 43: 172-194.
-
Tippelt, F. ve Kupferschmitt, T. (2015). Social Web: Ausdifferenzierung der Nutzung – Potenziale für Medienanbieter. Media Perspektiven, 10: 442-452.
-
Zehetmair, H. (2013). Wie Verändern Internet und Soziale Medien Die Politik? München: Hanns-Seidel-Stiftung e.V.